Flormar: “Hiçbir fondöten kapatamaz işçi düşmanlığını”

Bu cümle, sendikalaşmanın önemini ve kadın işçilere yapılan ayrımcılıkla mücadelenin gereğini sonuna kadar anlamış olan Flormar işçisi kadınların sloganlarından biri. 9 Haziran günü ziyaret ettiğimiz kadın işçiler, direnişin 26. gününde hâlâ ilk günkü gibi kararlı olduklarını gösterdi.

İşçiler, kadın işçi sayısının bu kadar yüksek olmasının, kadınlara daha az ücret verilmesi nedeniyle olduğunu açıkça söylüyor. 12 saat çalışan, bazı günler molaya dahi çıkmasına izin verilmeyen ve çalıştığı süre ile yaptığı iş ne olursa olsun asgari ücret alan işçiler, bu şartların iyileştirilmesi için sendikalı oldu. Sendikayla masaya oturmaktan kaçmak isteyen Flormar ise çözümü işçileri çıkarmakta buldu. Ayrıca, işçilerin bu dönemde de kadın olmaları ön plana çıktı ve işverenler ile vardiya amirleri tarafından özel hayatları üzerinden tehdit edildiler. Çoğu ortalama 10 yıldır Flormar’da çalışan işçiler artık bu sorunların çözümünün dayanışmadan ve sendikalaşmadan geçtiğinin farkında. İşe kısa süre önce başlamış kadınlar da, direnişe katılmadıkları halde gelecekte aynı sonuçla karşılaşacaklarının bilincinde. Molalarda dahi erkeklerden önce iş başına geri çağrılan Flormar işçisi kadınlar, bu ayrımcılıkla ve işçi düşmanlığıyla mücadelenin tek yolunun işçi dayanışması olduğunu biliyor. Kazanacaklarına dair umut ve kararlılıkla henüz sendikaya üye olmamış arkadaşlarını da üye olmaya çağırıyorlar.

Görüldüğü üzere, grev yasaklarını sağladığı gerekçesiyle kaldırılmayan OHAL koşullarında dahi, gerçek bir işçi bilinciyle ve direniş örgütlenmesiyle karşılaşabiliyoruz. Flormar işçileri, bu koşullar altında dahi örgütlenerek sendikalaşma ve kadın mücadelesi için kararlı duruşlarıyla tüm emekçilere örnek oldu. İşe geri alınma, eşit işe eşit ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talepleri yerine getirilene kadar asla direnişten vazgeçmeyeceklerini bizlere gösterdiler ve bu duruşlarıyla işçi ve kadın dayanışmasında hepimize umut oldular.

Yorumlar kapalıdır.