Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı mı?

Ergenekon, Şike, Balyoz gibi meşhur davaların görüldüğü olağan üstü yetkilerle donatılmış Özel Yetkili Mahkemeler, 1 Temmuz Pazar günü Meclis Genel Kurulu’ndan, “3. Yargı Paketi” uyarınca geçen bir önerge ile kaldırılarak bu tür davaların bundan sonra Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülmesine karar verildi.

Pekiyi, kulağa hoş gelen bu değişiklik gerçekten de demokrasiye ters düşen DGM (Devlet Güvenlik Mahkemeleri)’nin isim değiştirmişi olan Özel Yetkili Mahkemeler’in tarihe gömülmesini sağlar mı?

AKP’nin çok başlı rejim yapısı içerisinde olası krizleri azaltmak ve halkın gözünde prestiji azalan kurumları isim ve kişi değişiklikleri ile sürekli kılma refleksinin devam ettiğini söyleyebiliriz. Öyle ki, tüm yasal çerçeveler içerisinde işkence suçundan hüküm giymesine rağmen bir ceza almayan Sedat Selim Ay resmi hiçbir engel ile karşılaşmaksızın Temmuz ayında İstanbul İl Emniyet Müdürü Başkan Yardımcılığı’na terfi etti. Devletin güvenliği adına olduğu için insanlığa karşı işlenen suçları dahi koruyan Terörle Mücadele Kanunu esasında bugüne değin Özel Yetkili Mahkemeler’in hareket alanını belirleyen yazılı belgelerdi. Bugün ise aynı yazılı belgeler üzerinde yetki devri dışında hiçbir değişiklik yapılmaksızın, Özel Yetkili Mahkemeler’in kaldırılarak yetkilerinin Ağır Ceza Mahkemeleri’ne devredildiğini görüyoruz.

Neredeyse değişen tek şeyin kurum ve kişiler olduğunu söyleyeceğiz ki, değişikliğin sınırları bizi “ismini de değiştirmeseydiniz olurdu” demeye sevk ediyor. Terörle Mücadele kapsamında Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülen davalarla ilgili suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet Savcıları da yalnızca bu türden davalara bakabilecek. Böylece ÖYM’ler ceza mahkemelerinin içerisine gömülmüş olacak.

Değişikliğin biçimsel bile olmadığını göstermek için başka deliller de var. ÖYM’ler kaldırıldı dense de bugüne değin süren davalar sonuçlanana kadar ÖYM’ler tarafından görülmeye devam edecek. Üst düzey bürokratların soruşturulması ise Başbakan’ın iznine bağlı kalacak. Arama, el koyma, iletişim, izleme vs, gibi meseleler için ise artık ÖYM’ler yerine Özgürlükler Hakimleri karar verecek. Yani bu tip uygulamaları kısıtlayan herhangi bir hüküm söz konusu olmadığı gibi, eskisi gibi işlemesi de garantiye alınmış durumda.

“3. Yargı Paketi” doğrultusunda yapılan değişiklik ÖYM’lerin yetkisinin korunarak Ceza Mahkemeleri’ne devredilmesi ile sınırlı kalmadı. AKP’nin demokratikleşme olarak servis ettiği 3. Yargı Paketi uyarınca yapılan değişiklik sonucu, Bahçelievler katliamı sanığı Bünyamin Adanalı da serbest bırakılmış oldu. Böylece hükümet hem günün kurumlarını ufak değişikliklerle ayakta tutarken, dünün katliamcılarını da serbest bırakarak adalete ne denli önem verdiğini bir kez daha göstermiş oluyor.

Hükümetin demokrasi maskesi makyaj tutmuyor. Görünen o ki, işçi düşmanı AKP “bir şeyi değiştirmemek için her şeyi değiştirmek” isteyen halini koruyor. Oysa ki, eğer Özel Yetkili Mahkemeler ile ilişkili olarak değiştirilmesi gereken bir şey varsa bu da isim değişikliği değil DGM-ÖYM-Terörle Mücadele Kanunu ve timlerinin kurumsal ve yasal düzlemde tümden kaldırılmasıdır. Ancak bu doğrultuda tutuklu/hükümlü olanların davalarının yeniden görülmesi gerçek adalete yaklaşmamızı sağlayacaktır.

Yorumlar kapalıdır.