İspanya’da öğrenciler kesintilere karşı sokakta!

Avrupa’da kapitalist krizin giderek derinleştiği ve bütün etkileriyle kendini gösterdiği bir dönemden geçiyoruz. Hükümetler bir bir iflas eşiğine geliyor ve içine girdikleri borç batağını aşmanın yolunu, işçi ve emekçi kesimlerin uzun mücadeleler sonucunda kazandıkları ekonomik ve sosyal haklara yöneltilmiş bir tahribatta buluyorlar. Neoliberal karşıdevrim programı ve “kurtarma ve reform paketleri”, bir yandan sosyal haklardaki kesintiler ile ekonomik kazanımlara yönelik topyekün bir saldırı açarken, bir yandan da iktidarın politik baskısını güçlendirmeye dayanıyor. Eğitimdeki kesintiler ve öğrencilere yönelik baskıların artmasının da bu reform programının önemli bir parçası olduğunun altını çizmek gerekiyor, bu da öğrenci hareketini ve seferberliklerini kritik bir mevzi haline getiriyor.

Tam da bu yüzden, kısa süre sonra işçi sınıfına vasıflı emekçiler olarak dâhil olacak gençlerin geleceğinin çalınması neoliberal karşı devrim programında önemli bir yere sahip. Öte yandan burjuvazi, eğitimi devletin elinden çekmeyi kendisi için büyük bir kâr alanı olarak görüyor. Öğrenciler içinse bu, tüm bileşenleriyle birlikte üniversitelerin esnek ve güvencesiz çalışma koşulları altına sokulması, ticari ve niteliksiz bir üniversite profilinin yaygınlaşması anlamına geliyor. Eğitimin tamamen piyasanın çıkarına uygun bir biçimde reforme edilmesi öğrencilerin karşısına okul ücretlerinin artırılması, burslarda kesintiler, taşeronlaştırma, okulların ve çeşitli bölümlerin kapatılması gibi sorunları çıkarıyor.

Geçtiğimiz günlerde İspanya Başbakanı Mariano Rajoy eğitim de dahil olmak üzere kamu harcamalarında kesintiye giden yeni bir reform paketinin açıklamasını yaptı. Franco dönemini andıran bu saldırı paketi birçok sosyal hizmeti ortadan kaldırıyor, eğitimi imkansız hale getiriyor. Reform, kriz koşullarının halihazırda derin kırılmalar yarattığı İspanya’da tetikleyici bir rol oynadı ve 6 Şubat tarihinde Öğrenci Sendikası (SE) 3 günlük grev çağrısı yaptı. Öğrencilerin ve eğitim emekçilerin katılımıyla büyük bir grev başladı, dersler boykot edildi. Eylemler Madrid, Valencia ve Endülüs bölgelerinde yoğun destek aldı ve onlarca kentte toplamda 1 milyon 600 bin kişinin katılımıyla eşzamanlı bir biçimde gerçekleşti. Temel talepler Eğitim, Kültür ve Spor Bakanı Jose Ignacio Wert’in istifası ve reformların durdurulması idi.

Hatırlayacak olursak, Rajoy hükümeti 2011 yılından bu yana eğitim harcamalarında 5 milyar avro kadar kesintiye gitmişti. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde El Pais gazetesinde yayımlanan dosyalar ile Başbakan Rajoy ve çeşitli bakanların yolsuzluk yaptığının kanıtlanması, ülke çapında tepkilerin artmasına neden oldu. Bütün bu dinamikler, İspanya’da kemer sıkma politikalarına karşı ulusal seferberliğin hızla yükselmesine yol açtı ve bugün halen eylemlilikler sürüyor. Ekonomik tahribat programı yalnızca öğrencileri değil, toplumun bütün kesimlerini etkisi altına alıyor, reform paketleri yeni iş yasaları, sağlık sisteminin paralı hale getirilmesi gibi birçok başka etmeni de kapsıyor. Bu nedenle işçi sınıfının aktif katılımının olduğu bir süreçten bahsediyoruz; Iberia havayolu işçileri grevdeler ve direniş başladığından beri 250 uçuş iptal edildi. Ve Iberia yalnız değil, birçok farklı sektörden işçiler de grev ve direnişler ile protestolarını sürdürüyorlar.

Avrupa’dan dönüp Türkiye’ye baktığımızda ise, eğitimde dönüşüm programlarının bütün dünyada eşgüdümlü bir şekilde düzenlendiğini hatırlamakta yarar var. Eğitimin ticarileşmesine dayanan Bologna süreci, Türkiye’de de 4+4+4 gibi reformlar ve YÖK taslağı süreci ile işlemeye devam ediyor. Kapitalist krize karşı uluslararası seferberlik hattının örülmesi ve mücadeleler arası dayanışma zemininin oluşturulması, bu nedenle artık zorunluluk niteliği taşımakta.

Yorumlar kapalıdır.