Doğumdan önce de sonra da esnek değil, güvenceli iş!

Geçtiğimiz yıl bu zamanlarda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı aracılığıyla Ulusal İstihdam Stratejisi tasarısı açıklanmış; AKP’nin 2012-2023 dönemi için uygulamaya koyduğu bu projenin alameti farikası olarak “güvenceli esneklik” gösterilmişti. Bu proje ile özellikle kadın ve genç işgücü piyasalarındaki sorunlar çözülecek, işsizlik bitirilecekti. Ancak tasarının içine bakıldığında başta kadınlar için “uzaktan çalışma”, “esnek zaman modeli”, “özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurmak” gibi modellerle esnek çalışmanın kural haline geleceğini görmek zor değildi. Zaten Ulusal İstihdam Stratejisinin ‘Ucuz İşgücü Stratejisi’ne, güvenceli esnekliğin ise ‘esnek güvence’ye dönüşmesi çok vakit almadı.

Geçtiğimiz günlerde ise, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Başbakan’ın “asgari 3 çocuk” çağrısının yaşama geçirilebilmesi için izlenecek yol haritasını belirlediklerini açıkladı. Çelik, kadın istihdamı yaratılırken “nüfusta gerileme” yaşandığından yakınırken, 3 çocuk’ deyip işi bırakmıyoruz, bunun sağlanması için Aile Bakanlığı ile ciddi bir dayanışma içinde yürütüyoruz” sözleriyle niyetini açık etti. Bakanın kadın istihdamı anlayışını kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanarak eve, aileye bağımlı olmamayı bırakın, hem çocuklara bakan, hem ev işlerini yapan hem de esnek işlerle eve ‘katkı’ yapan kadınlar oluşturuyor. Dolayısıyla hükümetin ‘ev ile iş yaşamını uyumlulaştırma’ gibi süslü lafların ardında kadınlardan omuzlarındaki çocuk, yaşlı, hasta bakım yüklerini taşımaya devam ederken parça-başı, ucuz, niteliksiz işler yapmaları isteniyor.

Üstelik, ana akım medyada Bakan Çelik’in bahsettiği tasarı bir müjde olarak sunuluyor. Kadınlara doğum yapmaları halinde elde edecekleri haklar şöyle sıralanıyor:

1- “Çok Çocuk Yapana Erken Emeklilik”: Yeni taslakta, kadınların çocuk sayısına göre emeklilik yaşıiçin aşağı çekme uygulaması söz konusu olacağı söyleniyor. “Çocuk yardımının artırılacağı da eklenmiş.

Öncelikle kadınlar için emeklilik yaşının 65’i bulmasını öngören sosyal güvenlik yasasını uygulayanın da aynı AKP iktidarı olduğunu hatırlamakta fayda var. Hem işyerinde hem evde çifte sömürü altındayken yıpranma payımızı görmezden gelen yine AKP iktidarı. Üstelik, bu tür esnek çalışma modelleriyle ödenen sigorta primleri, işsizlik sigortasından yararlanmaya yetmiyor, emekliliğe hiç hak kazananılamayan koşullar oluşturuyor. Çalışıp emekli olmanın bu derece zor olduğu koşullarda ev içinde harcadığı emek de gözetilerek kadınlar için erken emeklilik hakkı istiyoruz. Ücretli çalışmamasına karşın hayatının büyük çoğunluğunu ev içinde çocuk-hasta-yaşlı- engelli bakımına harcamış kadınlar için de emeklilik hakkı! Kaç çocuğu olduğuna bakılmaksızın tüm kadınlara emekli olabilmeleri için pozitif ayrımcılık talep ediyoruz.

Benzer şekilde taslakta aylık 19,57 TL çocuk zammının artırılmasını ise müjde olarak sunuyorlar. Bizler, ailedeki çocukların-yaşlıların-engellilerin bakımının üzerimize bırakılarak yardım adı altında verilen sadakaları kabul etmiyoruz. Değişmesi gereken, bakım emeğinin ailenin bir görevi, doğal olarak da aile içinde kadının yapması gereken bir iş olarak görülmesi mantığıdır. Bakım emeği kamusal bir hizmettir ve ücretsiz olarak devlet tarafından karşılanmalıdır.

2- “Maddi durumu yetersiz annelere “kreş yardımı” sağlanacak ve kreş yardımı en az 300 TL olacak.”:Öncelikle kreş yardımının yalnızca annelere veriliyor olması mantığı bile babanın çocuğa bakma zorunluluğunu tanımayan bir düzenleme. Üstelik tıpkı çocuk yardımında olduğu gibi 300 TL’lik bir sadakanın kreşlerin fiyatlarını karşılamayacağı çok açık. Bu nedenle biz her işyerine, mahalleye, ilçeye zorunlu olarak ücretsiz kreş açılarak çocuklara bakım hizmetinin devlet tarafından karşılanmasını talep ediyoruz! Maddi durum ayırt edilmeksizin kamusal kreş hizmeti!

3- “Doğum izni 16 haftadan 24 haftaya çıkarılacak.”Bu iznin ücretli olması şartıyla 24 haftaya çıkması olumlu bir adım elbette. Ancak bu uygulama pratik hayatta karşımıza gebe olmamız halinde işyerinde baskı görmemiz ve çok geçmeden de bu izni vermek istemeyen patron tarafından kapının önüne koyulmamızla sonlanıyor. İşyerlerindeki mobbing uygulamalarının yasaklanması ve denetlenmesini istiyoruz! Ücretli doğum iznini takiben 6 aylık ebeveyn izni verilmesinin de zorunlu olmasını istiyoruz! Bu iznin iki ayının sadece babalar tarafından kullanım hakkını içeren ücretli izin olarak uygulamaya geçirilmesi ve bu iznin babalar tarafından amacına uygun olarak kullanılmasının teşvik edilmesi ve denetlenmesi talebimizdir.

4- “Kadına doğumdan sonra, 3 ya da 6 yıl esnek çalışma olanağı sunulacak.” Yukarıda da vurguladığımız üzere, esnek çalıştırma patronlar için bir imkansa da, işçiler için bir istismardır. ‘Bugün git, yarın gel” şeklinde uzaktan, çağrı üzerine çalışma biçimi çok düşük miktarlarda ücretlerle yapılan ve sigorta primleri ödense dahi emeklilik, işsizlik yardımı gibi sosyal hakları sağlamamaktadır. Esnek çalıştırılan, eve iş verme yöntemiyle çalışan kadınların hemen tümü kayıt dışı olarak istihdam edilmektedirler.

İşin özü, bizler bakım emeğinin üzerimizden alındığı bir iş yaşamı ve güvenceli bir iş istiyoruz. Tarih boyunca kadınların elde ettikleri haklar hiçbir zaman erkeklerin, devletlerin kadınlara bahşettiği şeyler olmamıştır. Sesimiz duyulana, taleplerimiz uygulanana kadar haklarımız için mücadele ediyor olacağız. Tüm kadınların direniş ve mücadele günü olan 8 Mart’ını kutluyoruz.

Yorumlar kapalıdır.