Eğitim – Okullar açıldı

Şubat tatilinin gelmesi ile ücretli öğretmenlik yaptığım okulun 15 gün kapanacak olması bende gerek bir aylık maaş alamayacağım (biz 22 gün üzerinden maaş alıyoruz, kar tatili filan derken bu süre doluyordu) gerekse, okula geri döndüğümde yerime başkası gelmiş olabileceği için bende hazımsızlık yapmıştı (!). Sonuçta biri atanmasa bile, ki devlet fiilen öğretmen ataması falan yapmıyor zaten, bir nakil işlemi yapılabilir ya da sırf müdür kaşımı gözümü beğenmediği için tatili fırsat bilip beni işten çıkarabilirdi.

İşsiz kalma korkusu ve bir aylık zorunlu ücretsiz izin, 15 günlük tatili iş arayarak ve diken üzerinde oturarak geçirmeme neden olmuştu. Okula döndüğümde bir sorunla karşılaşmasam bile aynı koşullarda çalışan bir başka arkadaşıma, “Yerinize biri nakil geldi”, diyerek yol göstermişler. Fakat, daha sonradan naklin gerçekleşmemesi ile işe geri dönmüş. Bu bir günlük işsizlik, aslında ona fiilen hep işsiz olduğu gerçeğini hatırlattığı için derin bir depresyona neden olmuştu.

Bense hayatımdan memnun (!) okula devam ederken tuvaletlerden yayılan kesif koku artık, “n’oluyor ya?”, dememe sebep oldu, derken kurul toplantısı geldi. Bütün ücretli öğretmenler olarak, ki bizim okulda bir hayli kalabalığız, öncelikle “Biz katılıyor muyuz?” sorusunu sorduk. Keza bizim katılmadığımız birçok şey vardı, sistem bize öğretmen değil de, yoldan geçerken çocukları sevmeye gelmiş teyze muamelesi yapıyordu. Bizim katıldığımızı anlayınca, aslında bu kurul toplantısının, öğretmenlerin yılda bir defa yan yana gelip okulun sorunlarına çözüm aradıkları bir toplantı olduğunu öğrendim. Toplantı benim için tam bir “aydınlanma” oldu.

Okulumuzda mali sıkıntılar nedeniyle hademe olmadığını öğrenince, hem tuvalet meselesini aklımda çözdüm hem de ortalıkta ayak işlerini yapan kadınların kim olduğunu merak etmeye başladım. Okul aile birliği velilerden doğru düzgün para alamayınca, Şişli Belediye Başkanı Sarıgül de bizim okula her ay verilen paralardan rahatsız olup, okula kahvaltıya gelerek, “Maslak’ı elimden aldılar yoksa okulunuza çok çok yardımlar yapardım” konuşması yapıp, “Esmer vatandaşlarımızın olduğu bölgeler böyle işte, iş size düşüyor”, gibisinden kıvırınca halihazırda 6 aydır para verilmeyen ve sigortasız olan hizmetlilere yol görünmüştü.

Ben de kurulda, bütün iyi niyetimle aslında aramızda para toplayıp tuvaletlere sabun falan koysak -tuvalet kağıdı hak getire- o bile kafi olur dedim. Çünkü son iki gündür kapı kollarını bile peçete ile açıyordum, çocuklara pek yanaşamıyordum, bu böyle devam edemezdi. 2 saat süren kurul toplantısının sonunda çocukların ve velilerin okulu sahiplenmemelerinin, bunun sonucu olarak yaratılan hasarın ve parasızlığın, okuldaki öğretmen ve yönetim kadrosu eksikliğinin yarattığı kaosun ve bir anda tepeden inme olarak değişen eğitim sisteminin tam anlaşılamamasının getirdiği boşluğun nedenlerinin hep sistem sorunu olduğuna karar verip dağıldık. Dağılmaya yakın aslında bir sabun koysak diye usulca tekrar fısıldadım fakat herkes çoktan dağılmıştı. O kadınlar da “veli”ymiş, öyle boş vakitlerinde okula yardım olsun diye geliyorlarmış. Al sana bir “görünmeyen” emek alanı daha.

Yorumlar kapalıdır.