28 yıllık Kemal Türkler davası, hala devam ediyor!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Kemal Türkler’in öldürülmesine ilişkin dava yine ertelendi. Türkler, 2 Temmuz 1980’de Merter’de evinden çıkıp aracına bindiği sırada vurulmuştu. Katil zanlısı olarak üç kişi yakalanmıştı: Abdulsamet Karakuş, Aydın Eryılmaz, İsmet Koçak ve o zaman firari olan Ünal Osmanağaoğlu.

Dava 1981’de başladı. Davanın bilançosu ise şöyleydi: 2003’te “ahaliyi ayaklandırarak birbirlerini öldürmeye sebebiyet vermek” suçundan yargılanan Osmanağaoğlu’nun inandırıcı deliller bulunamadığı gerekçesiyle beraatına karar verildi.

Avukat Rasim Öz’ün temyizi üzerine davaya yeniden başlandı. Davaya Türkler’in öldürüldüğünde 1,5 yaşında olan torunu bile katıldı.

Dava 2007’de tekrar delil yetersizliğinden beraatla sonuçlandı. Yargıtay 9. Ceza Mahkemesi’nden bozma kararı geldi ve bugün dava hala devam ediyor.

Bugün de sanık kişi, personel ve araç yokluğu sebebiyle Bakırköy Adliyesi’ne getirilmiyor.

Burjuva devletin bu bahanelerle ne yapmak istediği çok açık; direnen ve mücadele eden emekçilere karşı yapılan saldırıları gizlemek ve bu davayı da zaman aşımına uğratmak.

Bu dava da biz işçilerin bu devletin gözünde neye layık olduğumuz gözler önüne seriyor: senelerce adliyelerde sürünmek! Öyle bir sürünmek ki bir davanın 28 sene sürmesi ve Türkler’ in 1,5 yaşındaki torununun hukuk fakültesini bitirip bu davaya dâhil olması gibi…

Bu davada sanıklar bizzat devlet tarafından korunuyor ve 12 Eylül’ün yaratıcıları yargılanmadan ve onların baskı düzenini koruyan 12 Eylül Anayasası devam ettikçe bu böyle olacağa benziyor…

İşçiler örgütsüz olduğu sürece de adalet hep işçilere sıra geldiğinde aksayacak, devlet elindeki bütün araçlarla, yargısıyla yasasıyla bu darbecileri koruyacak.

Biz son derece örgütlü bu düzene karşı, ne kadar zayıf ve örgütsüz olursak üzerimizdeki baskılar ve hak gaspları o denli artacak. Bu gasplara ve her tür saldırıya karşı yegâne çare yine bu düzene karşı bir arada durmak, kuvvetli olmak ve yine örgütlenmek…

Yazan: Duygu Yorgancı, 30 Temmuz 2009

Yorumlar kapalıdır.