Sosyal yıkım yasası 1 yaşında

‘Sosyal yıkım yasası’ olarak tabir ettiğimiz Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasasının (SSGSS) 1 Ekim 2008’de yürürlüğe girişinden bu yana bir yıl oluyor.

AKP hükümeti 2005 yılında IMF’ye sunulan niyet mektubunda sosyal güvenlik sistemine yüzde 4,5 olan bütçe desteğini özelleştirmeler aracılığıyla yüzde 1’e düşürmeyi planladıklarını belirtmişti. Yasa önce 2006’da meclise sunuldu, jet hızıyla onaylandı ve Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edildi. 2008’de ise Abdullah Gül tarafından onaylandı. Birçok şehirde düzenlenen eylemler yasayı geri çektirmeye yetmedi. Ancak 2006’daki yasa tasarısının birkaç maddesinde iyileşme sağlanabildi.

SSGSS hayatımızda ne değiştirdi?

Kadınlarda 58, erkeklerde 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar için hem erkekler için 65’e çıkarıldı. Emekli olabilmek için 7200 gün prim ödeme şartı getirildi. (Yasanın ilk halinde 9000 gün prim ödeme zorunluluğu vardı. SSGSS karşıtı eylemlerin düzenleyicisi Emek Platformuyla yapılan görüşme sonrasında 7200’e çekildi.) Bazı mesleklerde yıpranma payı tamamen kalktı. Emekli aylıklarına yapılacak zamlar enflasyon oranındaki değişime endekslendi. Emekli bir kişi çalışmak istediğinde emekli aylığı kesiliyor. (Bu kayıtdışının önünü açan bir gelişme aynı zamanda.) İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle yüzde 25 ve daha yukarı oranda sakat kalan işçilere bağlanan gelirlere uygulanmakta olan alt sınır kalktı. İsteğe bağlı sigortalılıkta sağlık primi ödeme şartı getirildi. Bu da SSGSS öncesine göre sakat kalan işçilere ödenen maaşın önemli oranda düşmesi demek. Primlerinizi eksik ödemişseniz sağlık hizmetinden yararlanamıyorsunuz. Ayrıca primlerinizi tam ödemeniz de yetmiyor. Üstüne bir de katkı payı ödemeniz gerekiyor.

18 yaşını dolduran kadınlar (okuyorsa 25) bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamından çıkarıldı. Kocası ölen çocuksuz kadına bağlanan maaş yüzde 25 azaltıldı. İlk taslakta sunulan emzirme ödeneğinin altıda birine denk gelen bir miktarda emzirme ödeneği kabul edildi. Bu yasadan en çok kadınlar zarar gördü. Zira bu yasa maalesef eşit koşullarda yaşayamayan kadınlarla erkekleri eşit kabul etti. Daha önce kadınlar erkeklerden daha önce emekli oluyordu. Bu ev içi emeğin -göstermelik de olsa- kabulüydü. Oysa şimdi ev içi emek toptan görmezden geliniyor.

Tahrip edilenler, işçi sınıfının yıllar boyunca mücadele ederek elde ettiği kazanımlar.

Bugün IMF ve AKP aracılığıyla yürütülen, devletin sosyal harcamalarının minimuma indirilmesi esasına dayalı neo-liberal politikalar sağlığımızı tehdit ediyor!

Yazan: Doğan Koca (28 Eylül 2009)

Yorumlar kapalıdır.