Bir üniversite sınavını daha atlattık

Geçtiğimiz yıl ÖSS sistemi değiştirilmişti. Yeni sınav sisteminin ilk aşaması olan YGS (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) YÖK ve Danıştay arasındaki katsayı tartışmasından sonra 11 Nisan’da gerçekleştirildi. Yine her sınav gibi ardında bir sürü tartışma bıraktı.

Topkapı Müzesi Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı şubat ayının başında yaptığı bir açıklamada ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde üniversite sınavlarında kopya çekildiğini, böylece ‘ehil’ olmayan öğrencilerin iyi üniversitelere yerleştiklerini ve bunu da ders verdiği Galatasaray Üniversitesi’nde gördüğünü söylüyordu. Oysa her yıl açıklanan ÖSS ortalamalarında bölgedeki iller sonuncu oluyor. Buna rağmen ÖSYM bu açıklamayı ciddiye almış olacak ki Kürt bölgesindeki birçok öğrencinin sınava gireceği yerler komşu iller bile değil Sinop, Edirne, Muğla hatta Kıbrıs olarak açıklandı. Daha önceki yıllar sınav merkezlerinden biri olan Mardin’in Kızıltepe ilçesinde bu yıl sınav yapılmadı. Yol parasını karşılamayacak durumda olan birçok öğrenci sınava giremedi. Özellikle kadın öğrenciler babaları razı olmadığı için sınava gidemedi. Sınava gidebilen azınlıktaki öğrenciler ise gittikleri illerde kopyacı muamelesi gördü. 30 Nisan’da açıklanan YGS sonuçlarına göre ise yine puan ortalaması en düşük iller her yıl olduğu gibi bölgedeki iller oldu.

Bir ÖSS geleneği (!) olarak türbanlı öğrenciler başlarını açmak için zorlandı. Peruk takmayan öğrenciler polisin ve sınav merkezi yöneticilerinin hakaretlerine maruz kaldı. Başını açmayan veya peruk takmayan birçok öğrenci sınava giremedi.

Hepsi bir tesadüf mü?

Ne İlber Ortaylı’nın açıklaması, ne bu açıklamayı takip eden YGS sürgünü ne de türbanlıların gördüğü muammele bir tesadüf.. Gençlere ÖSS gibi dershaneleriyle, yayınevleriyle, özel dersleriyle, etüt merkezleriyle kendi sektörünü oluşturmuş, yükseköğretim hakkının ayrıcalıklı kesimlerin tekelinde kalmasını garantileyen bir sınavı dayatan sistem burjuvazinin ve onun egemen ideolojisinin baskı araçlarından yalnızca biri. Kürtlere yönelik ulusal baskı, sınıfsal baskı ve bir bütün olarak hakim ideolojinin baskısı ÖSS’de de karşımıza çıkıyor. Sistemin saldırısının bütünselliğini gösteren bu ufak örnek mücadelemize yol gösteriyor bir bakıma; Kürt ulusu, işçiler ve öğrenciler olarak mücadelemizi birleştirmedikçe sistemin bütünsel saldırısının karşısında duramayacağız.

Yazan: Doğan Koca, 02 Mayıs 2010

Yorumlar kapalıdır.