Sınıf bilinçli işçilere düşen görevler…
Sınıf bilinçli işçiler kriz sürecini mutlaka dikkatle takip etmeliler! Neden? Çünkü patronlar ve hükümetleri kriz ve sonuçları hakkında sürekli yalan söylüyor. Dün söylediklerini de bugün kolayca inkâr ediyor.
Hatırlarsınız! Geçen yılın ekim ayında Başbakan Erdoğan, “kriz bizi teğet geçecek” dedi. Bu ifadenin kendisi de, tartışması da, tekrar tekrar ele alınması da herkese gına getirdi, biliyoruz! Ama Başbakan bunu söylediğinde işsiz kalanların sayısı bir önceki aya göre 139 bin, bir önceki yılın aynı dönemine göre 385 bin kişi artmıştı. Bir ay sonra ise kriz nedeni/bahanesiyle işsiz sayısı Kasım 2008’de 645 bine, Aralık 2008’de 838 bine çıktı. Kısacası Başbakan “teğet geçecek” dedikten sadece iki ay sonra, resmî rakamlara göre bile, bir milyona yakın kişi kriz nedeni/bahanesiyle işsiz kalmıştı. Aralık 2008 itibariyle işsiz kalanların gerçek sayısı 1,5 milyon ve toplam işsiz sayısı da 5 milyondu. Bu tablo Başbakanı utandırmış olmalı ki teğet lafını daha sonra sürtünmeye çevirdi.
“Kriz sürtünüp geçecek!”
Erdoğan bu sözü Mayıs 2009’da söyledi. Oysa Mart 2009 itibariyle bir önceki döneme göre işsizlerin sayısı -resmî olarak- 1 milyon 244 bin kişi daha arttı. Patron sendikası TİSK bile işsiz sayısını 6 milyon olarak açıkladı. Ortada kriz nedeniyle işsiz kalmış 2 milyonu aşkın işçi ve emekçi var. Gerçek toplam işsiz sayısı Temmuz 2009 itibariyle 7 milyon civarında. Diğer bir ifadeyle en iyi olasılıkla her 4 kişiden biri işsiz… Şurası açık: İşsiz kalanların yeni bir iş bulabilmeleri mucizelere bağlı… İşsiz kaldıklarında alabildilerse kıdem/ihbar tazminatları bitti. İşsizlik sigortası zaten süreli, sınırlı, şartlı bir ödeme; o da bitti… Kayıt dışı çalışanlar zaten baştan tokadı yemiş…
2010’da toparlanma yalanı!
Kuşkusuz bunları krizi yaşayanlar olarak hepimiz biliyoruz. İşçi Cephesi’nin her sayısında bu konuda ulusal, uluslararası çok sayıda haber-yorum-söyleşiye de yer veriyoruz… Sizler de okuyorsunuz… Bu noktada önemli ve gerekli olan sınıf bilinçli işçilerin bütün bu karanlık tabloya rağmen bir işçi seçeneğinin de olduğunu işçi sınıfına ve emekçi kitlelere kararlılıkla taşımaktan vazgeçmemesi. Çünkü patronlar ve yandaşları sermaye seçeneğini uygulamaktan vazgeçmiyor… Başbakan henüz birkaç gün önce Türkiye’nin krizi en az zararla atlatan ülke olduğunu söyledi. Hızını alamadı 2010’da toparlanmanın başlayacağını da ilan etti. Sınıf bilinçli işçiler; işsiz kalmış, ekmeğini yitirmiş, çaresiz duruma düşürülmüş milyonlarca işçi ve emekçiye Erdoğan’ın bu sözlerini taşımalı. Türkiye’nin başbakanının cebinde sadece patronlar için kriz reçeteleri bulunduğunu anlatmalı. Sınıf bilinçli işçiler krize karşı en gerçekçi çözümün işçi ve emekçilerin çözümü olduğunu çok iyi bilir. Bunu ısrar ve kararlılıkla sınıfımıza taşımaya devam etmeliyiz…
Krizin yıkıcı sonuçlarına karşı mücadele için üç madde…
- Öncelikle yıkımı durdurmalıyız: Krizin işçi ve emekçiler üzerinde yarattığı yıkımın durdurulması için talebimiz: İşten çıkarmalar yasaklansın! Her yerde mücadeleyi birleştirmeliyiz!
- Sonra kayıpları telafi etmeliyiz: Kriz başladığından bu yana işini-aşını kaybedenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi için talebimiz: 4 Vardiya 6 saat İş! Tüm işsizlere iş bulunana kadar işsizlik ödeneği!
- Ve eşit ve adilce bölüşmeliyiz: Toplumun tüm işçi ve emekçilerinin insanca yaşayabileceği bir hayat için talebimiz: Herkese iş, aş, sağlık ve eğitim güvencesi! Kaynak yok diyenlere cevabımız savaşa ve ekonomiyi batıran patronlara değil işçi ve emekçilere bütçe!
Sınıf bilinçli işçiler bulundukları her alanda bu talep ve hedefler doğrultusunda, kararlı bir şekilde, mücadelelere öncülük etmelidir… Krizin işçi ve emekçiler lehine çözümü buna bağlı…
Yorumlar kapalıdır.