Boğaziçi’nde grev var!
Kamu emekçilerinin 25 Kasım’da düzenlediği bir günlük uyarı eylemiyle birçok ilde binlerce emekçi iş bıraktı, meydanlara çıktı. Biz de Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olarak okulumuzun işçilerini ve hocalarımızı mücadelelerimizin ortak olduğu bilinciyle yalnız bırakmadık.
25 Kasım’dan önce Eğitim-Sen ve okulda faaliyet gösteren siyasi gruplar afişleme yaparak öğrencileri dersleri boykot etmeye ve mitinge katılmaya davet etmişti. 25 Kasım günü için saat 09.00 öğrenciler, işçiler ve akademisyenler için buluşma saati olarak kararlaştırıldı. Saat 09.00’dan önce Etiler Kapı’ya, Öğrenci Faaliyetleri Binası’nın önüne ‘Bu işyerinde grev var!’ yazısı asıldı. Saat 09.00’a doğru Güney Meydan’daki Çayhane’nin önünde toplanmaya başladık. Megafonla işçiler, öğrenciler, akademisyenler greve davet edildi. Bir hocamız önceki günden balonlarla, Eğitim-Sen flamalarıyla süslenen, yüksek sesli bir kornası olan ‘grev bisikletiyle’ Güney Kampus’u turlayarak grev çağrısı yaptı. Bu grev çağrıları yapılırken Meydan’da toplanan kalabalık grev halayı çekmeye başlamıştı. Saat 09.30’a kadar halay çektik, marşlar söyledik, slogan attık, sesimizi tüm kampusa duyurduk. Saat 09.30’dan sonra ‘serbest kürsü’ başladı. Bir işçi arkadaşımız bugün neden greve destek vermemiz gerektiğini anlattı. Art arda konuşan iki hocamız öğrencilerin, akademisyenlerin ve işçilerin bir arada durup hak gasplarına karşı mücadele etmemizin önemini vurguladı. Bu konuşmaların ardından bir işçi arkadaşımız Eğitim-Sen’in miting çağrısı için düzenlediği el ilanlarındaki talepleri bize okudu ve yorumlarını ekledi. Ardından bir kadın öğrenci arkadaşımız grev gününün aynı zamanda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü olduğunu vurguladı, Meydan’daki kadınları akşam Galatasaray Meydanı’nda yapılacak eyleme davet etti. Biz de arkadaşımızın sesini ‘Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop; inadına isyan, inadına isyan, inadına özgürlük!’ sloganıyla çoğaltmaya çalıştık. Serbest Kürsü’nün ardından son kez Avusturya İşçi Marşı’nı söyleyip, grev halayına durduktan sonra kortej oluşturup önlüklerimizle, pankartlarımızla, sloganlarımızla, taleplerimizle Kuzey Kampus’a doğru yürüyüşe geçtik. Yürüyüşe yaklaşık 200 kişi katıldı. Öne çıkan sloganlar ise ‘Genel grev, genel direniş!’, ‘Toplu görüşme değil toplu sözleşme!’, ‘Jîn, jîyan, azadî!’, ‘YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!’, ‘Grev hakkımız, söke söke alırız!’ gibi sloganlardı. Son günlerde Kürt halkına yönelik yaşanan faşist saldırıları kınamak için Türkçe ‘Yaşasın halkların kardeşliği!’ ve Kürtçe ‘Bîjî biratîya gelan!’ sloganlarını attık. Kuzey Kampus’ta Piramit’in etrafında sloganlarımızı tekrarladık, tekrar grev halayı çektik. Saat 11’de dört otobüsle Çapa’ya doğru yola çıktık. Bazı arkadaşlarımız sınavları dolayısıyla bize katılamadı. Yaklaşık 150 kişilik bir grupla Vakıf Gureba Hastanesinin önünden kortej oluşturup slogan atarak Millet Caddesi’ne çıktık. Yürüyüşe katıldık, sesimizi işçi, emekçi, öğrencilerin sesiyle çoğalttık.
Boğaziçi Üniversitesi açısından bakacak olursak katılım beklenenden yüksekti. Eğitim-Sen üç araba tutmuşken katılımın yüksek olduğunu görünce dördüncü arabayı çağırdı. Ama 25 Kasım’dan önce daha etkin bir çalışma yürütebilseydi daha yüksek bir katılımla alanda olabilirdik. Gerek Eğitim-Sen’in gerek siyasi grupların çalışmaları afişlemeden öteye gitmedi. Gelecek eylem öncesinde daha sıkı bir çalışmayla daha yüksek bir duyarlılık uyandırabilmek ümidiyle!
Yazan: İC okuru bir öğrenci (26 Kasım 2009)
Yorumlar kapalıdır.