Biji Newroz! Yaşasın Newroz!

Bahar bayramı ya da doğanın uyanışı denilse de, Ortadoğu halkları için; -çıkışı itibariyle- ezilenin ezene bir başkaldırısı olan Newroz, birçok şehirde belki de hiç olmadığı kadar coşkuyla kutlandı. Adeta bir şölen havasında geçen kutlamaların en görkemli adresi; kuşkusuz Diyarbakır’dı.

Yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı Diyarbakır Newroz’u, Ciwan Haco’nun şarkılarıyla coştu. Mitingde halka seslenen Barış ve Demokratik Çözüm Gurubu Sözcüsü Mehmet Şerif Gençdal; “çoğu kez ateşkes ilan edip barış elini biz uzattık, bugün de barış elini uzatmış ve bu barış eli hala havada kaldı. Kürtler bu sorunu çözmeye hazırdır ya siz hazır mısınız?” diye sordu.

Kürt halkının talepleri, “AKP hükümeti, tutuklamalara son versin. Tutuklanan Hatip Dicle, belediye başkanlarımız, çocuklarımız, BDP üyelerimiz ve nisan 2009 ayından bu yana tutuklu bulunan Kürt siyasetçiler serbest bırakılsın. Askeri operasyonlar durdurulsun. Öcalan’ın koşulları düzeltilerek ev hapsine alınsın” çerçevesindeydi.

Aynı gün İstanbul, Ankara, İzmir ve Mersin gibi büyükşehirlerde de Newroz sevinci vardı. Özellikle İstanbul, tarihinin en kalabalık Newroz’unu yaşadı. İzmir’de ise TEKEL ve TARİŞ işçileri de Newroz’a katılarak kitleleri selamladı. Ateşlerin yakıldığı, şarkıların söylendiği, sendikaların ve sol grupların da katıldığı, BDP öncülüğündeki mitingler olaysız geçti.

Alanlarda yapılan konuşmalarda; son bir yıldır hükümet tarafından sürdürülen ve “açılım” adıyla kamuoyuna sunulan Kürt hareketini tekele alıp tasfiye etme politikasına karşı sitem dolu tepkiler dile getirildi. Adeta bir yılın bilânçosu çıkartıldı. 2010 Newroz’u, Kürtlere karşı yürütülen planlı taarruza, DTP’nin kapatılmasıyla artan şovenizme, ardı arkası kesilmeyen konvoy saldırılarına ve bazı şehirlerde faşist çetelerce gerçekleştirilen linç girimlerine yönelik bir haykırıştı aslında.

Tüm bu olanlara karşı hükümet cephesi bildiğini okumaya devam ediyor. Geçmişte Newroz’u ağzına almak istemeyen burjuva hükümetler bugün bunu olabildiğince resmiyete dönüştürme çabasındalar. Son yıllarda “resmi Nevruz” kutlaması denen, valilerin, belediye başkanlarının ve Türkî cumhuriyetlerden gelen konukların katılımıyla küçük çaplı törenler düzenlenmektedir. Bu törenlerde Newroz’un aslında bir “Türk” bayramı olduğu vurgulanarak sadece siyasi değil aynı zamanda kültürel olarak da Kürt halkını boyunduruk altına alma çabasını hükümet, tekrar tekrar göstermektedir.

Alanlarda da belirtildiği gibi Kürt halkının gerçek anlamda özgürlüğü üniversitelerde Kürtçe eğitim vermek ya da Kürtçe yayınlanan TV kanalları açmanın çok ötesindedir. Biz devrimci Marksistler olarak bu tarihsel sorunun “ulusların kendi kaderini tayin hakkı” çerçevesinde çözülebileceğine inanıyoruz. Kürt halkını yok sayan, barışa yanaşmayan, onlarla masaya oturma zahmetine bile girmeyen bir zihniyetle bu sorun zaten çözülemez.

İşte Newroz alanlarında genel olarak bu haykırışlar dile getirildi. Kürtler biz buradayız mesajı verdi. Biz de bu haklı davalarında Kürt halkının yanındayız, olmaya da devam edeceğiz.

Yaşasın halkların özgürlüğü ve kardeşliği!

Yazan: Bahadır B., 28 Mart 2010

Yorumlar kapalıdır.