15-16 Haziran ruhuyla mücadeleye

15-16 Haziran direnişinin 40. yılında Ankara’da Direnişteki İşçi ve Emekçilerle Dayanışma Platformu tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Saat 18.30’da Yüksel Caddesi’nde toplanan kitle buradan Madenci Anıtına yürüdü. Yürüyüş esnasında “Yaşasın 15-16 Haziran Direnişi”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “Kader Değil Katliam! Katil Devlet Hesap Verecek”, “Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği”, “15-16 Haziran Ruhuyla Mücadeleye” sloganları atıldı.

Yapılan basın açıklamasında; “İşçi sınıfının mücadele tarihinin önemli köşe taşlarından biri olan 15-16 Haziran Direnişi yol göstermeye devam ediyor. 15 Haziran 1970 tarihinde 274 sayılı sendikalar kanunu ile 275 sayılı toplu iş sözleşmesi grev ve lokavt kanunlarında değişiklik ön gören ve gelişen işçi sınıfı mücadelesini durdurmayı hedefleyen yasa tasarısının mecliste görüşülmesi üzerine, işçi ve emekçiler, sendikalarına ve haklarına sahip çıkmak amacıyla sokakları, caddeleri, meydanları zapt etmiştir.

15 Haziran günü DİSK’in eylem çağrısıyla İzmit, Kocaeli, Gebze’den, Kadıköy’e, Levent’ten Mecidiyeköy’e ve Taksim’e, Bakırköy’den, Topkapı ve Edirnekapı’ya kadar yayılan eylemlerde yaklaşık 70 bin işçi yer almıştır. 16 Haziran günü ise eylemler devam etmiş ve eylemlere katılan işçi sayısı 150 bini bulmuştur.

15-16 Haziran direnişine Auer, Magirus, Otosan, Philips, Arçelik, Profilo, Aygaz, Grundig, Singer, Komili, Mutlu Akü, Maltepe Tekel Sigara Fabrikası, 186 fabrika ve işyerinden işçiler katılmıştır.

Güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışmanın ve devam eden krizle beraber işsizliğin had safhaya ulaştığı, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma saldırılarının arttığı, egemenlerin aşırı kâr hırsı sonucu işçilerin başta maden ocakları ve tersaneler olmak üzere farklı işkollarında iş cinayetlerine kurban edildiği günlerden geçiyoruz. En son Zonguldak maden ocağındaki grizu patlanmasında 30 madenci hayatını yitirmişti. Bu iş cinayeti bizzat Başbakan tarafından “kader” olarak açıklanmıştı. Saldırıların bu kadar pervasızlaştığı bugünlerde 15-16 Haziran direnişini hatırlamak, 15-16 Haziran direnişinden öğrenmek saldırılara karşı koymak açısından önemli bir mirastır.

Şimdi TEKEL direnişinden, 2010 1 Mayıs’ından alınan güç ve moral ile mücadele bayrağına sarılmanın vaktidir. Saldırılara karşı gelişen TEKEL, İtfaiye, TÜBİTAK, Esenyurt, UPS ve diğer direnişleri büyütmek için örgütlü mücadeleyi yükseltmenin vaktidir. Biliyoruz ki örgütlü bir gücü hiçbir kuvvet yenemez. Bu bilinçle 15-16 Haziran direnişinden öğrenerek, sendikal ihanete karşı taban örgütlülüklerini geliştirerek, sendikaları işgal eden işbirlikçi sendikacılardan sendikalarımızı geri almanın ve sınıf hareketini daha büyütmenin vaktidir” denildi.

Yazan: İC – Haber/Ankara, 16 Haziran 2010

Yorumlar kapalıdır.