UPS (United Parcel Service) işçileri sendika hakları için direnişte

28 Mayıs Cuma ve 31 Mayıs Pazartesi günleri UPS Mahmutbey aktarma merkezinde 5 Mayıs’tan beri direnen UPS işçilerine ziyaretler gerçekleştirdik. Moralleri yüksek olan işçilerle konuştuk, dertleştik. UPS’yi bir de onlara sorduk.

İşçiler sabah 9.30 gibi üye oldukları TÜMTİŞ (Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası) sendikasının servisiyle Mahmutbey aktarma merkezine geliyorlar, 16.00 gibi tekrar servislerle evlerine dönüyorlar. Pazar hariç (pazarları aktarma merkezi çalışmıyor) her gün buradalar. Belli saatlerde sloganlarla işyerinin etrafını dolaşarak içeride çalışmaya devam eden işçi arkadaşlarına seslerini duyuruyorlar. Gittiğimizde bizi sıcak karşılayan işçiler, işyerlerindeki sorunlardan bahsettiler, dünyaya kendisini bambaşka tanıtan UPS’yi bir de içeriden anlattılar.

UPS’yi (United Parcel Service) yakından tanıyalım: Yazılanlar

UPS (United Parcel Service – Birleşmiş Paket Hizmeti), dünyanın en büyük kargo (paket taşımacılığı) şirketi ve aynı zamanda dünyanın önde gelen özel taşımacılık ve lojistik hizmetleri şirketlerinden biri. 1907’de kurulan şirket, bugün 200’den fazla ülkede 408 bin (340 bini ABD’de, 68 bini diğer ülkelerde olmak üzere) çalışana sahip. Şirket, 2009 yılında 45,3 milyar dolar gelir açıkladı.

İnternet sitesinde yer alan bilgilere göre UPS bu sene Fortune dergisi tarafından yapılan senelik araştırma sonucunda sektöründe “Dünyanın En Beğenilen Şirketi” seçildi. Aynı zamanda tüm sektörler arasında da marka anımsanmasında ilk 50’de yer aldı. UPS, dünyada “sosyal sorumluluk” alanında birinci, “yönetim kalitesi”nde ikinci, “insan yönetimi”, “kurumsal varlık kullanımı” ve “ürün ve hizmet kalitesi” alanlarında üçüncü, “global rekabet”te altıncı, “finansal kredi itibarı” alanında yedinci ve “yenilik”te dokuzuncu sırada yer aldı.

UPS’nin internet sitesinde ise Ekibimiz başlığıyla haberin devamında irdeleyeceğimiz ilginç bilgiler yer almakta: “Sabah işe başlamadan kahvaltılarını, şirketimizde hazırlanan poğaça ve böreklerle yapan kuryelerimiz temiz ve özenli giyim ve görüntüleri içinde, devamlı sıcak suyu olan tesisimiz bulunmaktadır. …Çalışanlarımızın sağlıklı beslenmelerini, hijyenik bir ortamda yemek yemelerini, kış aylarında hastalıktan korunmaları için vitamin almalarını sağlıyoruz.”

UPS’yi (United Parcel Service) yakından tanıyalım: Gerçekler

UPS patronların gözbebeği olabilir. Fakat işçilerin gözünde o bir işçi ve sendika düşmanı. “Sosyal sorumlu”, “işçisini hastalıktan koruyan” UPS’nin, sendikalaşmayı engellemek için hem kendi bünyesinden hem de taşeron firmasından attığı 60’ın üzerinde işçi İstanbul’da, İzmir’de 9, Ankara’da 3 işçi direniyor. Bu satırlar yazılırken atılmalar hâlâ devam etmekte, ziyareti yaptığımızın günlerin birinde 5 ötekinde 15 işçinin daha işten çıkarıldığını öğrendik.

Onlarca işçinin çalıştığı Mahmutbey aktarma merkezi tırların ve kamyonların devamlı girip çıktığı, sadece kolilerin yürüdüğü bantların üstünün kapatıldığı bir açık alan. Bu bantların hemen yanında da UPS hub yönetim binası bulunuyor. Çalışma 24 saat 4 vardiya devam ediyor. UPS bünyesindeki işçilerle alt işveren (taşeron) C.I.B. ve Erka’nın işçileri vardiyalara bağlı olarak beraber çalışıyorlar. Yemek saatleri olmayan işçiler, yemekhaneden ziyade ayaküstü yemek yenilen bir büfeye benzeyen derme çatma bir yerde maksimum 15-20 dakikada yemeklerini yiyip bantlara dönüyorlar. İş aksamasın diye sırayla yemek yedirilen işçiler arkasından gelecekleri düşünüp çok hızlı yemek zorundalar. UPS’nin internet sitesinde geçen “kış aylarında hastalıktan korunmaları için vitamin almalarını sağlıyoruz” sözünü işçiler yalanladı. Aksine, gece vardiyasında çalışan işçilere yemek değil, ekmek arası kaşar salam ve bir çay verildiğini öğrendik. Üstelik 10 saat çalışan işçiler en erken 6-7 saat geçmeden de bu “vitaminli” yemeği yiyemiyorlar. Günlük çay limiti 3’le sınırlıyken İstanbul Mahmutbey’deki işçilere çaylarını karıştırmaları için bir adet demir çay kaşığı verilmekte. UPS, kışın yağmur altında alanı temizleyen işçisine bir yağmurluğu çok görüyor. Ortamın hijyenikliği tartışılır fakat kar yağarken dört yanı açık bantlarda çalışan işçiler donduklarını söylüyorlar. “İşe başlamadan kahvaltılarını, şirketimizde hazırlanan poğaça ve böreklerle yapan kuryelerimiz” diye söze başlayan UPS’nin, en azından yükleme boşaltma yapan taşeron işçilerine böyle bir yemek verdiğini duymadık. Bazı kıdemli işçiler eskiden gece vardiyasında artan kaşarlı ekmekleri sabah vardiyasında dağıtıyorlardı ama poğaça börek diye bir şey kesinlikle yok diyerek UPS’yi yalanladılar. Fortune dergisinin UPS için dediği “yenilik”çilikten kastı var olmayanı var göstermek olabilir.

Asgari ücretle çalışarak, söz verildiği gibi 6 ayda bir değil, bazen 8 ay bazen 1 yılda bir (yine söz verildiği gibi 50TL değil) 20-30TL zam alarak ağır koşullarda çalışan işçiler, işlerine geri dönmek ve artık UPS bünyesinde çalışmak istiyorlar. UPS’ye karşı da hep birlikte haykırıyorlar: “UPS’ye sendika girecek, başka yolu yok!”

Yazan: İC – Haber, 1 Haziran 2010

Yorumlar kapalıdır.