Konak Belediyesi işçileri iş güvencesi için direnişte

İzmir Büyükşehir Belediyesi taşeronu sonandırdığını ilan eder etmez, Buca Belediye işçilerinin ardından, yine taşeron olarak çalışan Konak Beldiyesi temizlik işçileri de iş güvencesi talebi ile direnişe geçti.

Basmane Meydanı’nı gece gündüz boş bırakmayan Konak işçilerini, direnişlerinin 9. gününde ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle ile yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

İC: Sizi direnişe iten sebepler nelerdi?

Konak İşçisi: Biz Konak Belediyesi’nin taşeron işçileriyiz. Hiçbir iş güvencemiz yok. Ayda 700 lira ile hem ev bakıyoruz, hem çocuk okutuyoruz hem de kendimiz yaşıyoruz. Bu paraya yemek ve yol masraflarımız da dahil. Sorunlarımızın çözülmesi için bundan iki buçuk yıl önce Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan’dan söz almıştık, bizler de sendikalı olacaktık. Ancak belediye başkanı sözünü tutmadı ve işler kötüleşti. Bir süredir sigorta pirimlerimiz ödenmiyordu. Son iki buçuk aydır maaşlarımızı da alamayınca “iş güvencesi” ve “sendikalılaşmak” amaçları ile direnişe geçtik. Şu anda 85 kişi direnişteyiz. Gündüzleri çalışmaya gelir gibi burada toplanıyoruz. Geceleri de 15 kişi burada battaniyeye sarılıp nöbet tutuyoruz.

İC: Şu anda direnişinizin temel amacı maaş ve priminizi almak mı? İşveren bu isteğinizi kabul ederse işbaşı yapar mısınız?

İşçi: İnanın, bizim için maaşın ve pirimin önemi ancak ikincil. Bizim amacımız iş güvencesi ve sendika hakkı. Biz bunun için yol ortasında gece gündüz direnişimizi sürdürüyoruz. Çoluk çocukla, eşlerimizle beraber öncelikle bunun için direniyoruz.

İC: İşveren sizi direnişten uzaklaştırmak için neler yaptı?

İşçi: Neler yapmadı ki? Para verip bizi dövdürttü bile. Kadın arkadaşlarımıza dahi saldırdılar. Hiç kadına saldırılır mı? Biri hastanelik oldu. Ama esas suç bizde! Size yalan söylemeyeceğim. Ben de oyumu CHP’ye vermiştim. Yani bu kimsleri başımıza getiren yine biziz. Şimdi onlar ne yapıyor? Bizi baskıyla yıldırmaya çalışıyorlar. Belediye başkanı önce belediyenin işçisi olmadığımızı, sorunlarımızı taşeron ile çözmemiz gerektiğini söyledi. Sonra yerimize 40 işçi aldılar. Bu işçileri uyarmaya giderken, belediye yetkilileri de onları bize saldırmak için yönlendirdi. Alsancak Camii’nin önünde bizzat ben duydum: “Buradaki insanların kellesini kopartın! Korkmayın, arkanızda biz varız.” dediler. Sonrasında günlüğü 20 liraya insanlar tutup yine üzerimize saldırttılar. O da yetmedi, baktılar ki bizi bu şekilde yıldıramıyorlar, düzen yanlısı medyayı da sardılar başımıza. Önce iyi niyetliler sandık, röportaj verdik. Sonra baktık ki sürekli yalan haber yapıyorlar. Artık onları yanımıza yaklaştırmıyoruz.

İC: Bu baskıların direnişinize etkisi ne oldu?

İşçi: Bir keresinde 15 kişi yaralandı. 4’ünün durumu ciddi. Ancak biz haklıyız. Onlar işçiyi işçiye kırdırmayı planlıyorlar. Ama görüyorsunuz ki başaramıyorlar. (Yanımızda oturan kişiyi göstererek) Şuradaki kardeşimiz, bir arkadaşımızın kız kardeşi. Dün ameliyat oldu diye gelemedi, ama bugün burada. İzmir halkına binlerce teşekkür ediyoruz, hep işçinin emekçinin yanındalar. Kimi siyasi partiler de desteğe geldiler. Sizin gibi emek dostları, dergiler, öğrenciler de yanımızda. Daha önemlisi hemen tüm sendikaların bize desteği var. Bizim şu anda bir sendika ile bağımız olmasa da, direniş sürecimizin sonunda biz de bir adım atacağız.

İC: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

İşçi: Burada bir keresinde kırk tane para ile tutulmuş gözü dönmüş insan iki tane işçiyi pusuya düşürdü, ama bizi yenemedi. Siz düşünün kırk kişi iki kişiyi yenemediyse, biz kesin kazanacağız!

Tüm arkadaşlarınıza ve işçilere selamlarımızı iletin. Bu şekilde yanımıza uğramanızı ve destek olmanızı istiyoruz. Sizler gibi direnişimize gelerek bize moral veren kimselere binlerce teşekkür ediyoruz.

Yorumlar kapalıdır.