Uzaktan Kumandan

Uyanmıştım. Hiçbir şey göremiyordum. Bir süreliğine kör olduğumu düşündüm. Ellerim gözlerime gitti. Anlaşılan karanlık bir odadaydım. İleride nokta halinde parlayan kırmızı bir ışık gördüm. Yavaşça o ışık süzmesine doğru ilerlemeye başladım. Birden ayağıma bir şey çarptı. Çarpan şeyin ne olduğunu anlayabilmek için yere doğru eğildim. El yordamıyla bunun bir televizyon kumandası olduğunu anladım. Kumandanın tuşlarına önceden gördüğüm kırmızı ışığa doğru tutarak basmaya başladım. Televizyon açıldı. Haberler vardı. İzliyordum:

İyi akşamlar sayın seyirciler bildiğiniz üzere Suriye’de rejim karşıtı gösteriler olduğu ileri sürülüyor. Televizyonumuz bunların asılsız olduğunu ortaya çıkardı. Şu anda ekranlarınızda görmüş olduğunuz karabalık, protestolar için toplanmadı. Bildiğiniz üzere Suriye’de devam eden kuraklık nedeniyle yağmur duasına gelen kalabalığı görmekteyiz. Böylesine masum bir duayı protesto olarak göstermeye çalışanları şiddetle kınıyoruz.”

(Başka bir kanala geçtim.)

Sayın seyirciler şimdi sizlere korkunç bir gerçeği gözlerinizin önüne sereceğiz. Hollywood Amerika’da bir film seti kurdu. Bu film setini bilerek Suriye coğrafyasına benzetmiş. Sizlerin de gördüğü gibi protestocu ve askerler olmak üzere binlerce figürasyon sözüm ona rolleri gereği birbiriyle çatışıyorlar. İşte Amerika bu Hollywood yapımı savaşma sahnelerini ele geçirdiği Suriye televizyon kanallarına vererek, bizim birlik ve beraberliğimizi bozmak için elinden geleni yapıyor. Vatandaşlarımızın bu Amerikan propagandasına karşı dikkatli olmalarını noktasında uyarmak isteriz.”

(Başka bir kanala geçiyorum.)

Sayın seyirciler; bildiğiniz üzere bir süredir Suriye halkının isyan ettiği söylenmekte. Peki, kim bu halk? Bu sorunun cevabını almak üzere haber ekibimiz olayı yerinde inceledi.”

(Ekranda bir kalabalık gözüktü. Bu kalabalığın içinde kamera sarhoş bir adam seçti ve ona odaklanmıştı. Muhabir mikrofonuyla bu adama yaklaşmıştı. Adamın rol gereği orada bulunduğu çok belli oluyordu.)

Evet, değerli seyircilerimiz, hemen yanımızda görmekte olduğunuz adamın elinde bir adet dürüm kebap bulunmakta. Bu kebabın içine bir şeyler ekiyor. Biliyorum içinizden ne var bunda tuz koyuyordur diyeceksiniz. Hayır sayın seyirciler! Tuz değil uyuşturucu koyuyor ve sonra kebabı afiyetle mideye indiriyor. İşte bütün bu protestocular bu pis sarhoşlardan oluşuyor!”

(Başka bir kanala geçmeye çalışıyorum. Daha önceden gördüğüm bir kanala geri dönüyorum.)

Sevgili vatandaşlarımız şu anda yerde gördüğünüz ceset bir teröriste ait. Kim bilir kaç masumun canını aldı da en sonunda belasını böyle buldu!”

(Başka bir kanala geçiyorum. Bu kanalda biraz önce izlediğim haberdeki cesedin aynısını gösteriyor kamera. Muhabir o aynı cesedi göstererek konuşmaya başlar.)

Suriye’nin değerli halkı bu gördüğünüz ceset masum bir sivile ait. Maalesef asi teröristler tarafından katledilmiş.

(Tekrardan kanal değiştiriyorum. Artık hangi kanalda olduğumu ayırt edemez hale geliyorum.)

Sayın seyirciler şimdi sözü siyaset bilimi ve uluslar arası ilişkiler uzmanına bırakıyorum.”

(Bahsettiği uzman konuşmaya başlar.)

Daha önceden de söylediğim gibi bunların hepsi Amerika’nın ve Avrupa’nın oyunu… Avrupa içerisinde bulunduğu ekonomik krizi unutturmak için gündemi değiştirmek istiyor. ABD ise bizim topraklarımıza göz dikmiş durumda. Ama bizi kızdırmasınlar 24 saat içinde Washington’a gireriz.”

(Başka bir kanaldayım. Yine bir uzman konuşmakta)

Bir dış politika uzmanı olarak şunu belirtmeliyim ki; her şeyin başı Katar! Bütün bu karanlık senaryonun finansmanını o sağlıyor!” (Sunucu bir anda sözünü keser.)

Sözünü kesiyorum ama bir son dakika haberimiz var. Şu anda elimize Katar prensinin gay olduğunu ispatlayan görüntüler geçti. Ayrıca yine Katar prensinin eşinin, Obama ile yasak aşk yaşadığı ortaya çıktı. Ancak ülkelere ve özel hayata saygılı olduğumuzdan bunları sizlerle paylaşamıyoruz.”

(Hemen kanalı değiştiriyorum.)

Televizyonlarını yeni açan seyircilerimizin dikkatine! Batılı güç odakları televizyonlarımızın frekanslarını ele geçirmek üzereler. İstedikleri yayını yapabiliyorlar. Olur da televizyonda rejimin düştüğünü, Esad’ın öldüğünü görseniz bile inanmayın. Onların sahte yayınlarında biri olabilir.”

(Televizyonu kapattım. Kapattıktan bir iki saniye sonra bir ses duydum.)

Televizyonlarını yeni kapatan seyircilerimizin dikkatine; televizyonunuzu lütfen açın!

Ne hissettiğimi bilmiyordum. Açıkçası karanlık odayı aydınlatan tek şey de bu televizyondu. Bütün bunların bir rüya olduğunu umut ettim. Uymamak için uyumaya çalıştım. Alarm sesi ile kalktığımda gerçekten de karalık odadakilerin hepsinin bir rüya olduğunu fark ettim.

Bir hafta önce Suriye’de yaşayan çok yakın bir dostum beni ziyarete gelmişti. Bana anlattığı her şeyi rüyamda gördüğümü farkettim. Yani anlayacağınız bütün bu karanlık odadaki haberler Suriye’deki hükümet yanlısı olan ‘Syriau TV’ ve ‘Al dounia TV’ kanallarında yayınlanan haberlerden ibaret. Hepsi gerçek. Eksiği var fazlası yok…

Uyanınca aklıma Suriyeli dostumla ettiğim sohbetten bir şeyler geldi. İnsanların bilinçaltına o kadar çok bombardıman yapılıyor ki gerçek ile rüya ayırt edilemez hale geliyor. Bu kaos içinde insanların tek ihtiyacı olan şey hikayeler. Televizyonlar da rıza üretimi adına bir sürü hikaye yazıyor. Hikayelerin saçmalık dereceleri aslında rejimin nasıl da çırpınış içerisinde olduğunu da gösterir gibi…

Sevgili Suriyeli kardeşimi bizim yazdığımız hikayelerde buluşmak üzere selamlarım!

Yorumlar kapalıdır.