Hizmet sektörü – Büro çalışanları güvencesizlik mağduru

Merhabalar;

Ben yerli bir firmada açlık sınırının biraz üzerinde maaş alan bir büro çalışanıyım.

Normal bir ayda brüt maaşımdan yapılan kesinti tam olarak 367,08 TL. Yani her türlü ödememdeayrıca verdiğim vergiler dışında her ay bütçeye 367,08 TL’lik bir katkım oluyor.

Geçtiğimiz ay 30 Ağustos ve bayram günleri (yani 5 gün içerisinde) tam 82 saatlik bir fazla mesaisonrasında elime geçen para hala yoksulluk sınırının altında olmasına rağmen, devletin bendenyaptığı kesinti 500,86 TL’ye ulaştı!

Buna rağmen hükümet bütçe açığı verip yeni zamları açıklayarak mevcut maaşımı açlık sınırı altına itmeye meylediyor. Hükümetin hangi politikalar ile bütçe açığı verdiği bir başka tartışma konusu olsa da, benim maaşımdan yapılan kesintileri düşünecek olursak sorumlunun ben ve benim gibi çalışanlar olmadığını net bir biçimde görebiliyorum.

Görev tanımlarının her geçen gün genişlediği ve iş yükünün ciddi biçimde arttığı şirketimde, yüksek yöneticiler hâlâ çalışma saatlerini esnekleştirip, yapısal aksaklıkların da faturasını biz çalışanlara çıkarmayı sürdürüyor.

Bir büro çalışanı olarak, her geçen gün kötüleşen çalışma koşulları altında yaşamaya devam
edilemeyeceğine inanıyorum. Çıkış yolunun ise karmaşık değil, oldukça açık olduğunu düşünüyorum.

Bugün büro çalışanları olarak tüm işçiler gibi iki yönlü bir mücadele vermek durumundayız. Bir yandan şirket yönetiminin bizlere tek tek uyguladığı baskı koşullarına direnmek için grevli toplu sözleşme hakkımızı kazanmamızı sağlayacak bir örgütlenme içerisine girmeliyiz. Ancak bu da yeterli değil, aynı zamanda, işverenlerin baskı mekanizmalarının alt yapısını sağlayan hükümete karşı da aynı örgütlülük altında mücadele vermeliyiz. Örgütlenme hakkımızı savunurken yoksulluk sınırının altındaki tüm maaşlardan yapılan kesintilerin kaldırılmasını da talep edebiliriz.

Mevcut koşullarda hükümet ve işverenin elini en çok kolaylaştıran etmen iş güvencesine sahip
olmamamızdır. Bu güvencesizliğin tek çözümü ise grevli toplu sözleşme hakkımıza sahip olmaktır.

Bizler, güvenceli çalışma hakkımız için bu mücadeleye girişmiş durumdayız.

Bir süredir bu eksende farklı sektörlerden büro çalışanları ile bir çalışma yürütüyoruz. Benim gibi
güvencesizlik mağduru tüm büro çalışanlarının çıkış yoluna ulaşabilmeleri için, tüm kardeşlerimi grevli toplu iş sözleşmesi hakkı için böylesi bir olmazsa olmaz çabaya davet ediyorum.

Yorumlar kapalıdır.