Darphane grevi 11. gününde

Toplu iş sözleşmesi sürecinde kendilerine dayatılan işçi düşmanı sözleşmeyi kabul etmeyen Darphane işçileri bundan tam 11 gün öncesinde grev ilan etmişlerdi. Basın-İş sendikasına üye darphane işçileri direnişlerini kararlılıkla sürdürürken, Beşiktaş’taki direniş çadırlarında hem semt halkından büyük bir dayanışma görürüyor, hem de emekli darphane çalışanları tarafından da yalnız bırakılmıyorlar.

Direnişlerinin 11. gününde ziyaret ettiğimiz Darphane İşçileri Direniş sözcüsü İbrahim Kılıç ile yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

İşçi Cephesi: Öncelikle sizlere tüm okurlarımızın selamlarını iletir ve direnişinizde başarılar dileriz. İlk soru olarak Darphane işçisini direnişe iten sebepler nelerdi?

İbrahim Kılıç: Toplu iş sözleşmesi sürecinde bize dayatılan sözleşmede ciddi şekilde sıkıntılar mevcut. Sözleşme rahatlıkla işçiler aleyhine yorumlanabiliyor. Bize dayatılan maaşı da kabul etmiyoruz ama daha ciddi sıkıntılar da var. Şöyle özetlemeyi deneyeyim size. Kapı girişinde anormal üst aramalarına maruz kalıyoruz. Resmen arkadaşlarımız üzerinde hırsız psikolojisi yaratmaya çabalıyorlar. Bu oldukça gereksiz bir şey çünkü zaten değerli madenlerin bulunduğu bölmelerde aramalar mevcut. Görev yeri değişimimiz çok sık yapılabiliyor. Hatta sık sık Beşiktaş’tan Kartal’a dahi sürülebiliyoruz. İşyerimizde kafeteryalarımız vardı. Bunu kapattılar. Futbol sahamız, basketbol sahamız, pinpon masamız vs. her birini elimizden aldılar. Şimdi de atölyeleri yeniden düzenlemeye girişiyorlar ama bu düzenlemeyi de profesyonel destek almaksızın yapmaktalar. İşimizi daha da çok zorlaştırıyorlar. Bu gibi değişikliklerde işyeri temsilcisinin görüşleri ya hiç alınmıyor, alınsa da dikkate alınmıyor.

İC: Çalışma koşullarınız nedir? Yol yardımı, yemek vs. alıyor musunuz?

Kılıç: Servisimiz var. Servisin bulunmadığı bölgedeki arkadaşlarımıza yol yardımı yapılıyor. Ama çalışma koşullarını açıklamak için şöyle bir örnek vermek istiyorum size. 2004’teki paradan altı sıfırın atıldığı dönemde biz gerçekten çok özverili şekilde çalıştık. Hemen takip eden yılda da YTL’den TL’ye geçiş oldu ve bu dönemlerin iş yükü de ciddi şekilde fazlaydı. Bizler tüm bu yüklerin altından hakkını vererek kalkabildik. Ama bu dönemlerde paranın dağıtımı için çalışan emniyet görevlilerine pirimler dağıtılırken bize hiçbir vakit böyle bir uygulama yapılmadı.

İC: Bu ayrım bile direnişinizin sebepleri hakkında pek çok şey anlatıyor. O halde direnişinize katılım ne durumda?

Kılıç: Greve ezici çoğunlukta bir katılımımız var. Bizim iş yerimizde 257 kişi çalışıyor. Beşiktaş’ta 22 adet Kartal’da ise 2 adet grev kırıcı mevcut. Bunun dışında topyekûn greve katılıyoruz.

İC: Buna rağmen basında altın üretiminin sürdüğü ve iş bırakmanın darphane işlerini etkilemediğine yönelik kimi haberler dolanabiliyor. 22 kişi ile üretimi sürdürebiliyorlar mı?

Kılıç: Bu haberler kesinlikle yalan. İçeride kalan 22 kişi zaten bu üretimi yapabilecek kısımlarda çalışanlar değil. Zaten üretilmiş altının bir kısmı piyasaya sürüldü. Bunu da o şekilde servis ettiler. Şu anda Darphane’de hiçbir şekilde üretim yok.

İC: Direnişiniz için beklentileriniz nelerdir? Sizin için neler yapabiliriz?

Kılıç: Sağ olsunlar, komşularımız bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. Sizin gibi dostlarımız da sık sık ziyaretlerimize geliyorlar. Bugün de Süleyman Çelebi gelip bizleri destekledi. Bu gibi dayanışmalar sayesinde neyse ki bir şeye ihtiyacımız kalmıyor. Bir eksiğimiz yok. Ancak sizden bizlere böyle ziyaretlerde bulunarak desteklemenizi, bizlere sendikal ve işçi dayanışmalarınızı sunmanızı isteriz. Direnişimiz için her şeyden önemlisi bizim birliğimiz. Bizim ortak noktamız da işçi olmamız, sendikalı olmamız. Bu gibi işçi dayanışmaları ile bizlere destek olursanız çok memnun oluruz. Ancak bunun dışında neyse ki sendikamız ve komşularımızın desteği ile hiçbir mahrumiyetimiz yok. Geldiğiniz için çok teşekkür ederiz. Yine bekleriz.

Yorumlar kapalıdır.