Kütahya Seyitömer’de 576 işçi işten atıldı!

Dünya çapında uygulanan neoliberal karşıdevrim politikasının en önemli silahlarından biri olan özelleştirmelerin, Türkiye’de 1985’ten bu yana uygulandığını ve bu özelleştirmelerin de %85’inden fazlasının AKP Hükümeti döneminde gerçekleştiğini biliyoruz. Bu neoliberal özelleştirme politikalarının egemen sınıfın azalan kâr hadlerini yükseltmek ve işçi emekçi kitleler üzerindeki sömürüyü arttırmak için yapıldığı ve her özelleştirmenin işçi sınıfına işten atılma, güvencesizlik, iş kazası, ölüm getirdiğiyse ayan beyan ortada. Nitekim son birkaç sene içerisinde Kütahya’da sürekli olarak devam eden işten atmaların ve buna bağlı olarak başlayan direnişlerin sebebini de bu özelleştirmeler ve uygulanan sınıf düşmanı politikalar oluşturuyor.

Geçtiğimiz sene Haziran ayında özelleştirilen ve Çelikler Holding’e devredilen Seyitömer Linyitleri İşletmesi’nde Haziran ayından bu yana pek çok işçi işten çıkartıldı. En son 10 Haziran 2014’te işten çıkartılan 18 işçinin işlerine tekrar geri dönebilmeleri için 576 işçi Çelikler Seyitömer Linyitleri İşletmesi önünde oturma eylemi başlatmıştı. Ancak bu kez de 10 Haziran’dan beri eylemde olan 576 işçi “işi durdurdukları ve işyerini zarara uğrattıkları” gerekçesiyle işten atıldı! İşten atmanın neredeyse bir rutin haline geldiği Seyitömer’de yapılan protesto eyleminde, eyleme katılan Maden-İş Sendikası Şube başkanı Bülent Aydın “Çalmadığımız kapı, derdimizi anlatmadığımız makam kalmadı. Somut sonuç ne yazık ki yok. Önümüzde duran gerçek Kütahya Cumhurunun 576 bireyi işsiz. 576 kişi, 576 aile demek. Direkt olarak etkilenen 2 binin üzerinde insan demek. Özelleştirmeleri bunun için mi yaptınız? Cumhur’u mağdur etmek için mi? Özelleştirmelere karşı çıkarken bugün yaşanacakları sizlere dün anlatmadık mı?” açıklamalarında bulundu.

Soma işçisinin alanlarda haykıra haykıra söylediği “kamulaştırma” talebinin ne kadar yakıcı olduğunu bugün Seyitömer’de yaşananlarla bir kez daha anlıyoruz. Sendikaların ise, özelleştirme saldırıları karşısısında “dertlerini makamlara anlatmak” yerine, hakiki bir eylem planı ortaya koyması gerektiği açıkça ortada. Her özelleştirmenin ardından bu sloganı bıkmadan usanmadan tekrar ediyoruz; fabrikalar işçi denetiminde ve tazminatsız kamulaştırılsın!

Yorumlar kapalıdır.