İDP Girişimi Kobane bildirisi: Kobane direnişinin yanındayız! IŞİD bölgeden defol!

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Kürt halkına dönük saldırılarını son günlerde Kobane üzerine yoğunlaştırmış durumda. Kürt halkına, bölgedeki diğer azınlıklara, seküler ve demokratik güçlere barbarca saldırılar gerçekleştiren IŞİD, Kobane’ye dönük son saldırılarda yine katliamlara girişti, on binlerce kişinin topraklarını terk etmesine neden oldu. Buna karşılık Kürt gençleri ve halkı, YPG/YPJ savaşçıları, IŞİD’in saldırılarına karşı kahramanca bir direniş gerçekleştirmekte ve Kürdistan topraklarını IŞİD’e karşı savunmakta. İDP Girişimi olarak Kürt halkına dönük bu saldırıları lanetliyoruz. Tüm bölge halklarını ve devrimci güçlerini, Kobane direnişiyle dayanışmaya çağırıyoruz.

IŞİD, AKP hükümetinin de desteğiyle uzunca bir süredir Rojava’ya dönük saldırılar gerçekleştiriyor. Bölgede ikiyüzlü, gerici, mezhepçi ve ırkçı bir dış politika uygulayan AKP hükümeti, Kürt halkının Suriye Kürdistanı’ndaki kazanımlarını, başından itibaren büyük bir tehdit olarak gördü ve IŞİD dahil olmak üzere gerici, İslamcı grupları Rojava’ya saldırmaları için yönlendirdi. Bir yandan “çözüm süreci”yle Türkiye’de Kürt halkına barış vaat ederken, diğer yandan Suriye’de Kürt halkının kazanımlarına dönük düşmanca bir tutum sergileyen AKP hükümetinin maskesi, Rojava direnişi karşısında bir kez daha düşmüş durumda. AKP hükümeti Rojava’dan elini çekmeli, Rojava üzerindeki ablukaya son vererek sınırı derhal açmalıdır.

IŞİD saldırıları karşısında Türkiye’ye sığınmak isteyen Suriyeli Kürt mülteciler karşısında da AKP hükümeti, aynı ikiyüzlü tavrı sergilemektedir. Mültecileri başta Türkiye’ye kabul etmek istemeyen fakat, sınırdaki mültecilerin ve mültecilerle dayanışmak için sınıra akın eden Kürt halkının isyanı sonucu mültecileri kabul etmek zorunda kalan AKP hükümeti, daha sonra bu durumu “misafirperverliğinin” bir göstergesi olarak kullanmaya girişmektedir. Hükümet, Türkiye’ye sığınan tüm mültecilerin yasal statülerini kabul etmeli, mülteciler arasında ayrım gözetmeksizin derhal insani yardım sunmalıdır.

Öte yandan, IŞİD barbarlığını bahane ederek, bölgedeki devrimleri boğazlamak ve işbirlikçi rejimleri ayakta tutmak için bölgeye dönük yeni bir askeri müdahale planı geliştiren ABD, bu süreçte kendisini IŞİD karşısında, halkların “kurtarıcısı”, demokrasinin savunucusu olarak sunmaya çalışmakta. Emperyalizm için mesele, IŞİD vahşeti karşısında halkların savunulması değil, halk isyanı sonucu çatırdayan Irak işgal rejiminin korunması ve Suriye’de, Rojava’da süregiden devrimin boğazlanmasıdır. IŞİD’i emperyalist müdahale değil, bölge halklarının mücadelesi yok edebilir. Bu nedenle Irak ve Suriye’de ABD bombardımanlarını değil, katil rejimlere ve IŞİD’e karşı mücadele eden bölge halklarının silahlanma hakkını savunuyoruz.

Son gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki, özgürlüğü için mücadele eden Rojava halkı ile Esad ve IŞİD zulmüne karşı mücadele eden Suriye halkının mücadelesi kopmaz bir biçimde birbirine bağlıdır ve Suriye ve Kürt halkları, ancak bu iki mücadelenin birleşmesiyle zafer kazanabilir.

Yorumlar kapalıdır.