Kıbrıs’ta ibre çözümden yana

Nisan ayında yapılan Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nin ikinci turunda, rakibi Derviş Eroğlu karşısında %60 oy alan Mustafa Akıncı, KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı seçildi.

Mustafa Akıncı, başta sosyal demokrat çizgideki Toplumcu Demokrasi Partisi olmak üzere tüm sol partilerin desteklediği bir adaydı. İlk turda az farkla ikinci sırada olmasına rağmen ikinci turda rakibinin neredeyse iki katı oy alarak birinci oldu. Önünde çözmesi gereken iki büyük görev var. Yoksullaşan Kıbrıslıların refah seviyelerinin yükseltmek ve elbette yıllardır bekletilen Kıbrıs sorunu.

Akıncı’nın bu kadar büyük bir destekle seçilmesi tesadüf değil ve bir şeylerin değişmekte olduğunu gösteriyor aslında.

Emperyalizmin çıkarları doğrultusunda ikiye bölünen ülkede, bugüne kadar egemenlerin çıkarlarının eksiksiz sürdürülebilmesi için bir taraftan Türkiye’nin diğer yandan Yunanistan’ın Kıbrıs üzerinde uyguladığı çözümsüzlük politikalarının artık Kıbrıs halkı nezlinde de sürdürülemez olduğunu gösteriyor. Mevcut politik hattın kırılma sebebi aslen Kıbrıs ülkesinin birleşme meselesi değil. Güneyde ve kuzeyde hatta başta Yunanistan olmak üzere Kuzey Akdeniz havzasında meydana gelen altüst oluşlar, bununla beraber Yunanistan’daki Syriza zaferi bize gösterdi ki, artık neo-liberal büyüme politikası ezilen emekçi kitlelerin direniş duvarlarına çarparak kırılmaktadır ve sürdürülemez hale gelmiştir. Bu değişimi sadece kuzeyde değil bir sonraki seçimlerde güneyde de göreceğiz. Çünkü Kıbrıs’ın hem güneyi hem de kuzeyindeki mevcut politik seyri Türkiye ve Yunanistan’da meydana gelen değişimlerin ve dönüşümlerin etkisindedir, bunu unutmamak lazım.

İki yıl önce borç krizi ile başlayan güneydeki grev dalgası kuzeyi etkilemiş ve Türkiye’nin Kıbrıs politikasının temelinde yatan “arka bahçe”, “yavru vatan”, “kara para aklama yeri” zihniyetine karşı Kuzey Kıbrıs’lı emekçiler ve sendikalar tepkilerini eylemlerle göstermişti. Ayrıca AKP, Türkiye’de uyguladığı neo-liberal politikalarını oradaki sağ partiler aracılığıyla Kıbrıs’a da ikame etmekteydi.

Akıncı’nın seçildiğinde “Kıbrıs artık yavru vatan olmak istemiyor” demesi ve Erdoğan’ın buna tepki göstermesi boşuna değil. Bu hızlı başlayan polemiğin seyri nereye gider göreceğiz. Bu, kıbrıs halkının Akıncı üzerindeki baskısına ve Akıncı’nın AKP ile uzlaşı dozuna bağlı. Fakat bir gerçek var ki AKP Akıncı’nın seçilmesinden memnun değil.

Mustafa Akıncı, Kıbrıs halkının ekonomik sorunlarına çözüm getirecek ve Kıbrıs’ı Türkiye’nin siyasal boyunduruğundan kurtaracak, bağımsız ve tek bir Kıbrıs yaratacak bir programa sahip değil.

Çünkü onun sahip olduğu Sosyal Demokrat program bu sorunları çözmekten uzak hatta bu geleneğin deli gömleği, çözümsüzlüğün bizzat kendisi haline de gelebilir. Elbette bunları söylemek için henüz erken.

Her şeye rağmen Akıncı’nın seçilmesi Kıbrıs halkının değişim ve çözüm istediğini gösteriyor. Artık eski ve alışıla gelmiş politik hattın Kıbrıs’ta tutmayacağı aşikar. Çözümün kararlılığını belirleyecek şey Kıbrıs işçi sınıfının mücadelesidir. Çünkü Kıbrıs’ı birleştirecek tek güç, ortak çıkarları olan ve ortak sömürüye maruz kalan kuzey ve güneyli emekçilerdir.

Yorumlar kapalıdır.