Artık yeter! Ülkeyi yerle bir ettiniz, susun! Bırakın işçiler ve emekçiler konuşsun!

İktidar her alanda kaşıkla verdiğini kepçeyle geri almaya devam ediyor!

Kürtlere çözüm sözü verildi. Tablo ortada… Her gün öldürülen Kürtler “çözüm” diye acımasız bir şekilde birer istatistik olarak gazete manşetlerinden ilan ediliyor. Dağda değil Meclis’te olana da cezaevi yolu gösteriliyor.Huzur ve güven dendi. Tablo ortada… Tanklar kentleri bombalıyor. Onlarca gün sokağa çıkma yasakları uygulanıyor. Kundaktaki bebekler öldürülüyor. Evinde kahvaltı eden insanlar füzelerle parçalanıyor. İnsanların cansız bedenleri günlerce sokaklarda kalıyor.

Kürt illerinde askeri abluka ve operasyonlar son bulmadan, gerçekçi-kalıcı-adil bir çözüm sağlanmadan ne ekonomik-sosyal ve siyasal istikrar ne de toplumsal eşitlik, huzur ve barış olamaz..

İşkenceye sıfır tolerans dendi. Tablo ortada… 2015 yılında binlerce kişi gözaltında işkence ve kötü muamele nedeniyle başvuruda bulundu. Onlarca insan gözaltındayken hayatını kaybetti.

Alevi açılımı denildi. Tablo ortada… Diyanet İşleri Başkanlığı Cemevleri kırmızı çizgimiz; Aleviyle evlenilmez, Müslüman değiller, diye fetva verebiliyor.

Çevrecinin daniskayız dendi. Tablo ortada… Memleketin altı üstü kevgire çevrildi. Kentler, ormanlar, yaylalar, denizler, her yer talan ediliyor.

Komşumuz aç yatmayacak dendi. Tablo ortada… 3,5 milyon kişi asgari ücretin sadece üçte biri gelire sahip durumda.

Yolsuzluğa da, yoksulluğa da son dendi. Tablo ortada… Bir yanda Türkiye yolsuzlukta dünyadaki en riskli ülkeler içinde bulunuyor. Öbür yanda 3 milyon hane, 13 milyon kişi düzenli yardıma muhtaç durumda.

İşçiyi, emekliyi ezdirmeyeceğiz dendi. Tablo ortada… Resmi rakamlara göre üç, gerçekte altı milyonun üzerinde işsiz var. Mezardan önce emekli olabilenler ise açlık sınırında maaşa talim ediyor.

Evet, asgari ücret 1300 lira oldu ama ücret zammı ilan edilir edilmez de başta elektrik olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geldi.

Evet, emekliye 100 lira zam yapıldı ama hemen Şubat ayında kıdem tazminatının fona devir planının raftan indirileceği ilan edildi.

Evet, taşerona kadro dendi ama kamu emekçilerinin iş güvencesi olan 657 sayılı kanunun değiştirilmesi için harekete geçildi…

İstikrar istikrar dendi. Dünyanın on ekonomisinden biri olacağız dendi. Tablo ortada… Döviz, enflasyon, cari açık, iç-dış borç, büyüme oranları tümü yerle bir durumda.

Komşularla sıfır sorun dendi. Tablo ortada… Beş yıldır parmak sallanan İsrail’e “muhtacız” noktasına gelindi. Rusya ve İran ile eller tetikte. Suriye Türkiye’nin çoktan girdabı olmuş durumda. Geriye dost olarak geçmişte aşiret reisi diye aşağılanan Barzani ve Şeriatla yönetilen Suudi Arabistan kalmış durumda. Bir de Katar!

Dış politikada maceracılık terk edilmeden Rusya benzeri yeni düşmanların kazanılması, Suriye tipi bataklıklardan kaçınılması söz konusu olamaz.

Pekiyi, bütün bunlar biz işçi ve emekçiler için, bu ülkenin emekçi halkları için bir kader mi?

Bütün bu dertlerimiz Erdoğan Başkan olursa bitecek mi?

Hayır! Bütün bunlar kaderimiz değil. Erdoğan ya da bir başkası başkan oldu diye de bu dertlerimiz bitmeyecek.

Yoksulluğumuzun, yoksunluğumuzun, düşmanlıkların, türlü sömürü, zulüm ve eziyetlerin nedeni kapitalizm. AKP hükümeti 13 yıldır Türkiye kapitalizminin kaptan şoförü. Onlar kapitalizmin şoförü olmayı seçtiler. Şu din ya da mezhepten ya da etnik gruptan olmalarının hiçbir önemi yok. Ayrıt edici özellikleri kapitalizmin şoförü olmaları! Ve evet, ülkeyi yerle bir ettiler.

Yeter artık diyoruz. Bırakın işçi ve emekçiler konuşsun! Direksiyona işçi ve emekçiler geçsin! Dayanışma, Birlik ve Mücadele yolu karanlığın perdesini yırtacak, tüm ülkeyi aydınlığa kavuşturacaktır… Yeter ki gölge edilmesin. Yeter ki işçi ve emekçiler buna gönül koysun…

Yorumlar kapalıdır.