Türkiye-İsrail anlaşması: Köşeye sıkışmışlık ve ihanet

Aralık ayının ortalarında İsrailli bir yetkilinin verdiği demeçlere göre Türkiye ile İsrail’in İsviçre’de anlaştığı ortaya çıktı. İsrail gazeteleri Haaretz ve YNet yaşanan gelişmeleri doğrularken, Haaretz’e konuşan İsrailli yetkili, Başbakan Netanyahu’nun Türkiye danışmanlarının Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile İsviçre’de taslak bir anlaşmaya imza attığını söyledi.Anlaşmada öne çıkan maddeler şu şekilde: Türkiye ve İsrail ilişkileri normalleşecek, geri çekilen büyükelçiler yeniden gönderilecek. Türkiye baskını gerçekleştiren İsrail askerlerine açtığı davalardan vazgeçecek. Karar, TBMM’den kanun olarak geçirilecek. Hamas’ın askeri kanadının önemli isimlerinden, İsrail’in askerlerinin kaçırılıp öldürülmesiyle ilgili suçladığı Salih El Aruri Türkiye’den sınır dışı edilecek. Hamas’ın Türkiye’deki aktiviteleri sınırlandırılacak. Anlaşma imzalandığı andan itibaren Türkiye ve İsrail gaz arama çalışmalarında işbirliği yapmayı, Türkiye, İsrail gazı almayı ve Avrupa’ya İsrail gazının taşınması için boru hattı inşasını kabul edecek.

Rusya uçağının düşürülmesi fiyaskosunun ardından Rusya ile var olan ticari ilişkilerin durma noktasına gelmesi ve Rusya’dan doğalgaz alımının risk altına girmesi, Filistin’in dostu olduğunu iddia eden hükümeti, gerçek yüzünü göstermeye zorladı. Davos’taki yüzeysel ve sahte çıkışını, aynı zamanda da Mavi Marmara katliamını Kuzey Afrika ve Oradoğu’da politik prestij sağlamak için sonuna kadar sömüren Erdoğan-AKP ikilisi, son yaptıkları anlaşmayla Siyonist barbarlığın ekonomik ortakları olduğunu bir kere daha hatırlattılar. Sadece Türkiyeli değil Filistinli işçi sınıfına ve emekçi halkına da politik bir ihanet anlamına gelen bu anlaşma, hükümetin dış politikada sürdürdüğü mantığın “tükürdüğünü yalama” boyutuna evrildiğinin göstergelerinden sadece birisi.