Kadın dayanışması yargılanamaz! DİP’li kadınlar yalnız değildir!
AKP hükümeti, geçtiğimiz 14 yıl boyunca uyguladığı politikalarla kadınların her türlü sosyal ve demokratik haklarına karşı saldırılarını istikrarla sürdürdü. Gezi sürecinden bu yana rejimin sertleşmesiyle birlikte artan baskıdan kadınlar da nasibini aldı. 2002 yılından bu yana 5.406 kadın öldürüldü, cinayetlerin 700’e yakını ise son 3 yıl içerisinde gerçekleşti. Katliam olarak nitelendirilebilecek olan verilerin yanında pek çok kadın cinsel, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kaldı, yapılan kanlı saldırılar sonucunda yaşamını yitirdi. 7 Haziran seçimleri sonucunda her ne pahasına olursa olsun iktidarını sürdürmeye çalışan Erdoğan ve AKP hükümeti “çözüm süreci”ne son vererek kirli bir savaş başlattı. Kürt illerinin çoğunda olağanüstü hal ilan edildi, demokratik hak ve özgürlükler ortadan kaldırılırken devlet terörü giderek yaygınlaştı. Yaşananlar sonucunda bölgede yaşayan pek çok kadın ve çocuk hayatını kaybetti.
Böylesi koşullarda girdiğimiz 8 Mart sürecinde kadınlar olarak hayatımızın her alanında yüzleştiğimiz katliam bilançolarına son vermek için; kalıcı, güvenilir, eşit koşullarda gerçekleşecek barış için bulunduğumuz her yerde kadın dayanışmasını örmeye çalıştık.
Bu çerçevede, Devrimci İşçi Partili Kadınlar (“DİP’li Kadınlar”), 8 Mart vesilesiyle Çorlu Kadın Platformu’nun da bir parçası olarak, Çorlu’da düzenlenecek 8 Mart eylemi için 6 Mart günü stant çalışması yaparken gözaltına alındılar ve ince arama gibi uygulamalara direnen altı kadın hakkında, “teröre destek verdikleri” iddiasıyla dava açıldı. Bu dava şüphesiz ki, devletin kadınların mücadelesini engellemeye çalışmasının örneklerinden biridir.
DİP’li kadınların dağıttığı bildiride, Kürt illerinde yapılan operasyonlar sırasında bir kadının ölü bedeninin çıplak teşhirinden söz edildikten sonra kadınların bu ve benzeri uygulamalara karşı kendilerini savunmasına ilişkin dayanışma ifade ediliyordu. Savcı bunu “teröre destek” sayarak derhal soruşturma başlatmıştır!
Biz kadınlar biliyoruz ki; Suruç’ta, Kürt illerinde, Ankara’da, iş cinayetlerinde yüzlerce kadının hayatını kaybetmesi ile 12 yıl boyunca 5.406 kadının cinayetler sonucu yaşamını yitirmesinin sebepleri birbirlerinden bağımsız değil. Devlet şiddeti kadınlar için hayatın her alanında ve her döneminde bir katliam bilançosu sunarken, biz kadınlar sorunların tamamının sistemin kendisinden kaynaklı olduğunu biliyor ve erkek egemen kapitalist düzene karşı mücadelemize devam ediyoruz! Bu sebeple mücadele içindeki DİP’li kadınlarla dayanışıyor, kadın dayanışması ve halkların kardeşliği zemininde tüm kadınları, kadın örgütlerini, siyasi partileri, sendikaları ve demokratik kitle örgütlerini DİP’li kadınlarla dayanışmaya çağırıyoruz!
Duruşma Yer ve Saati: 26 Mayıs Perşembe günü saat 10:40, Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi.
Yorumlar kapalıdır.