Kokuşmuş yargı düzeni çöpe! Dündar ve Gül’e beraat!

Adana’da Ocak 2014’te durdurulan mühimmat yüklü MİT TIR’ları haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı davada mahkeme, “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçundan Dündar’a 5 yıl 10 ay, Gül’e ise 5 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme Dündar ve Gül’e yöneltilen “darbeye teşebbüs” suçundan beraate hükmederken, “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” iddiasına ilişkin ise dosyanın ayrı yürütülmesine karar verdi.

Devam eden duruşma sırasında adliye dışında gazetecilere röportaj veren Can Dündar silahlı saldırıya uğradı. Dündar saldırıdan yara almadan kurtulurken, seken kurşunlar bir NTV muhabirini yaraladı. Silahlı saldırıya teşebbüs eden kişinin soruşturması sürerken, bu saldırıya sebep olan süreçte Can Dündar başta Cumhurbaşkanı ve çeşitli gazeteciler tarafından defalarca açıktan hedef gösterilmişti. Cumhurbaşkanı bu davanın bizzat şikayetçisi olmuş, “bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” demişti. Bu sözlerden sonra ifadeye çağrılan Dündar ve Gül ‘devletin gizli kalması gereken belgelerini casusluk maksadıyla açıklama’, ‘darbeye teşebbüs’, ‘silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme’ suçlarından tutuklanmıştı. Tutukluklarının ardından hak ihlali nedeniyle tahliye edilen Dündar ve Gül için Erdoğan “karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” demişti. Can Dündar tutukluluk süreci boyunca çeşitli kalemşörler tarafından ajanlıkla suçlanmış, teröre destek verme nedeniyle açık hedef gösterilmişti.

Can Dündar’ın bugüne kadar defalarca hedef gösterilmiş olması ve suikast girişimine uğramasına rağmen, hâlâ hayatta olması sadece birilerinin onu henüz öldürmeyi tercih etmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Ama ne var ki, zaten bunlar hep göz göre göre gelmektedir! Önce hedef gösterilir, vatan hainliği ile suçlanır, sonra bir kurşunun hedefi ve ‘faili meçhul’ olur tıpkı Hrant Dink, Tahir Elçi suikastlerinde olduğu gibi. ‘Türklüğe hakaret’, ‘teröre destek’, ‘devletin sırlarını ifşa etmek’, gerekçeler ne kadar da benzer! Dündar eğer o gün silahlı saldırının kurbanı olsaydı, tıpkı Dink ve Elçi cinayetlerinde olduğu gibi soruşturması sonuçsuz kalacak ve hatta üstü örtülecek, asıl sorumlular hesap vermeyecekti! Can Dündar ve Erdem Gül haklarında isnat edilen tüm suçlardan beraat etmelidir!

Yorumlar kapalıdır.