Saldırılar hoşunuza gitmeyebilir: Mırıldanmalara karşı bağırın!

Pek çoğumuzun bildiği üzere, geçtiğimiz haftalarda, Ayşegül Terzi, şort giydiği gerekçesiyle, otobüste saldırıya uğradı. Saldırgan Abdullah Çakıroğlu’nun, “Sen şeytansın, yaşamaya hakkın yok” diyerek Ayşegül Terzi’ye tekme atması karşısında, otobüsteki herkes tepkisiz kaldı. Gözaltına alındığı sırada dahi yaptığından gurur duyar biçimde gülen saldırgan, ifadesinde, bu eylemi İslam Hukuku için yerine getirdiğini söyledi.

Öncesinde serbest bırakılan Abdullah Çakıroğlu, kadınlardan gelen örgütlü tepkiler üzerine, yine bir kadın savcının talebiyle tutuklandı. Tutuklama talebinin gerekçesi, yaşam tarzına fiziksel şiddetle müdahale edilmesi. Bu kez, anlamlı bir tepki oluşması sayesinde, kadını kendi doğruları içinde yaşatmak isteyen erkek zihniyeti cezalandırılabildi. Kadına bu yönde yapılan saldırılarda hukukun tek başına bir araç olamadığını ve asıl çözümün kadınların bir araya gelerek mücadele etmesi olduğunu bu olayla bir kez daha gördük.

Yalnızca geçtiğimiz birkaç ayda yaşanan olaylarla, bu yöndeki saldırıların, tepki gösterilmediğinde cezasız kaldığını görebiliyoruz. Bu saldırılara karşı tepkisizlik, kadına şiddeti meşrulaştırıyor ve nihayetinde erkekleri de cesaretlendiriyor. Bunlardan biri, Ağustos ayının başında, Evrensel Gazetesi çalışanı Hazal Ölmez’in uğradığı saldırı. Hazal Ölmez, evine dönüş yolunda, “Neden açık giyindin, darbecisin, Fethullahçısın” sözleriyle darp edildi ve çevredeki insanlar çağırılarak linç edilmek istendi. Ayrıca saldırganlar, “Mahallede senin gibi dört kişi daha var, onlara da sıra gelecek” sözleriyle, planlı ve örgütlü bir biçimde saldırılarını devam edeceklerini gösterdiler. Başka bir olay ise yalnızca bir hafta önce, Bornova’da yaşandı. Neriman G., yolda yürürken tanışma isteğini reddettiği iki erkek tarafından darp edildi.

Yaşanan olaylara tepkisiz kalınmasının, kadına yönelik şiddeti meşrulaştırıldığına dair en açık kanıt ise, Abdullah Çakıroğlu’nun serbest bırakılmasının üzerine, Bursa metrosunda yaşanan olay oldu. Metroda çıkan bir tartışmada, 50 yaşlarındaki bir erkek, kadın yolcuyu “Şortlu kadının başına gelenleri biliyorsunuz, hala konuşuyorsunuz, kes lan sesini” diyerek tehdit etti. Tüm bu yaşananlar karşısında, Başbakan’ın tepkisi ise, “Hoşuna gitmeyebilir, tekme atmazsın, mırıldanırsın.” oldu.

Devletin kurum ve kişileriyle kadına yönelik şiddeti meşrulaştırması, erkeklerin bu tür eylemleri yerine getirmekte kendilerini haklı görmelerine yol açıyor. Erkeklerin bu durumdan güç alması ise, kadına karşı saldırıların artmasına sebep oldu. Önlem olarak, taciz ve şiddete yönelik yasaların çıkarıldığı iddia ediliyor, ancak yargı önüne gelindiğinde bu yasaların tamamen etkisiz olduğunu görebiliyoruz. Bu da, yaptığı eylemin sonucunda hiçbir ceza almayacağını bilen erkeklere rahatlık veriyor. Saldırılara tepkisiz kalındığında ise, arkasından daha fazlasının geleceği açık! Bir kadına atılmış tekme tüm kadınlara atılmıştır. Bu yüzden şiddete uğradığımızda hep birlikte tepki gösterelim ve herkes duysun. Yaşamımıza karşı bu müdahaleye son vermenin tek bir yolu var: Mırıldanmalara karşı hep birlikte bağırmak!

Yorumlar kapalıdır.