Sudan: Cunta ile grev arasında
19 Aralık 2018’den bu yana ekmek, yakıt, tüp ve elektriğe gelen zamlara karşı sokakta olan Sudan halkı, takvimler 11 Nisan 2019’u gösterdiğinde diktatör el-Beşir’i koltuğundan etmeyi başarmıştı. Mısır ve Cezayir’de yaşananlara benzer bir şekilde, isyancıların diktatörün devrilmesinden sonra diktatörlük rejimini de ilga etmesini istemeyen ordu iktidara el koymuş ve el-Beşir’i tutuklamıştı. Yeni kurulan askeri yönetim, iki senelik bir geçiş döneminin ardından seçimlere gidileceğini açıklamıştı. Kitlelerin ordunun bu erteleyici tutumunun ardından aldıkları seferberliği sürdürme kararı, 4 Haziran’da Askeri Geçiş Konseyi Başkanı Orgeneral el-Burhan’ı, genel seçimlerin 9 ay içinde yapılacağını ilan etmek zorunda bırakmıştı.
Sudanlı işçiler için, gündeme getirdikleri demokrasi ve ekmek sorununun, rejimin eski ve yeni gardiyanlarının birbirleriyle yarışacağı göstermelik bir burjuva seçim töreniyle çözüme kavuşması mümkün değil. Bu nedenle Haziran’ın başında ülkenin başkenti Hartum’daki Savunma Bakanlığı’nın önünde yapılan kitlesel bir oturma eylemine ordu silahlarla saldırdığında, sendikalar genel grev kararı aldı. Sudanlı Doktorlar örgütünün Merkez Komitesi’nin açıkladığı sayılara göre oturma eyleminde rejim güçleri tarafından 118 gösterici öldürülmüş, 784 gösterici de yaralanmıştı. Askeri Geçiş Konseyi’nin kendi altında oluşturduğu ve aslında rejimin paramiliter gücü olarak çalışan Hızlı Destek Güçleri (HDG), oturma eylemleri ve genel grev süresince yakaladığı birçok işçiyi, ayaklarına taşlar bağlayarak, köprülerden Mavi Nil Nehri’ne attı.
9 Haziran’da yapılan genel grevin talebi, iktidarın bir an önce askeri konseyden alınıp demokratik yollarla seçilmiş bir hükümete verilmesiydi. Genel grevin ülkeye hâkim olduğu sırada Askeri Geçiş Konseyi’nin Başkan Yardımcısı General Muhammed Hamdan Dagalo’nun Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman’ı ve Askeri Geçiş Konseyi Başkanı Orgeneral el-Burhan’ın da Mısırlı darbeci Sisi’yi ziyaret etmekte olduğunu belirtmekte fayda var.
Sekiz sendikanın birliğinden oluşan bir konfederasyon olan Sudan Meslekler Birliği’nin çağrısıyla yapılan grev, ulusal çapta üretimin ve ulaşımın felç olmasına tanıklık etti. Damazin, Mavi Nil, El-Ubeyd, Kuzey Kurdufan, Vad Medeni ve Port Sudan gibi ülkenin ekonomik olarak gelişmiş kentleriyle yerellerinde fabrikalar, işyerleri, hastaneler, okullar, devlet daireleri ve ulaşım araçları çalışmadı. Hartum Havalimanı uçuşların birçoğunu iptal etmek zorunda kalırken, grevciler şehirler arası yolların birçoğunu da tuğlalardan ve lastiklerden yapılan barikatlarla kapadı. Genel grevin ülkeye egemen olduğu süre boyunca kolluk kuvvetleri 4 grevci işçiyi öldürdü.
Reuters ajansına konuşan ve bir gıda işçisi olan Ahmet el-Nur, grev sırasında aşağıdaki sözleri dile getiriyordu: “Sudan Meslekler Birliği grevin sonlandığını duyurmadan işe geri dönmeyeceğiz. Sudan’ın sivil bir hükümet tarafından yönetilmesi gerekiyor.”
Buna rağmen, muhalif güçlerin cephesi olan Özgürlük ve Değişim İttifakı (ÖDİ), 3 günlük genel grevin ardından grevi sonlandırma çağrısında bulundu ve cuntayla bir anlaşmaya vardığını duyurdu. Sudan Meslekler Birliği’yle birlikte 22 muhalif örgütün içinde yer aldığı ÖDİ’nin rejim karşısında ihanete ve teslimiyete varan bu tutumunun, Sudanlı işçileri ve yoksulları ikna edip edemeyeceği ise bir soru işareti.
25 yaşındaki grevci eğitim işçisi Emad İbrahim’in de dediği gibi: “Devrimimizi çalmaya çalışanlara bir mesaj göndermek için sokakları bloke ettik; başaramayacaksınız.”
Yorumlar kapalıdır.