Sudan’da neler oluyor?

Afrika’nın en büyük ülkesi, uzun zamandır farklı taraflar arasında veya hükümet ile küçük etnik kabileler arasında çözülemeyen çatışmalarla boğuşuyor. Geçmişte birikmiş tüm çatışmalar, Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile Muhammed Hamdan Dagalo’nun (Hemedti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) milisleri arasında 15 Nisan’dan bu yana süren iç savaşta bugün kendini gösteriyor.

RSF’nin kısa bir arka planı

2003 yılında Darfur’da, Ömer el-Beşir hükümetinin Arap olmayan etnik gruplara yönelik ırkçılığına ve bu grupları yok saymasına karşı isyan hareketleri ortaya çıktı. El-Beşir, Darfur’daki isyancılarla savaşmak için “el Cancevid” adlı silahlı grubu destekledi. Bugünkü RSF’nin kökeni el Cancevid milislerine dayanıyor. Sonuç olarak, yüz binlerce sivilin el Cancevid tarafından soykırıma uğratılması ve milyonların Darfur’da yerinden edilmesi, savaş suçlusu el-Beşir’in yönlendirmesiyle gerçekleşti.

El-Burhan hakkında

30 yıllık diktatörlüğünün ardından el-Beşir, Sudan devrimi sonrasında görevden alındı. El-Beşir, başka bir askeri general olan Abdülfettah el-Burhan tarafından devrildi. 2019 yılından bu yana el-Burhan, Sudan’ın fiili yöneticisi konumunda.

15 Nisan’dan bugüne

Savaş, Sudan’ın başkenti Hartum’da patlak verdi ve tüm şehir yıkıldı. Siviller ülke içinde ve dışında kaçmak zorunda kaldı. Bundan sonra RSF askerleri, savaşın başında Hartum’dan sığınacak yer arayan yüz binlerce sivilin bulunduğu Darfur, Vad Medeni, El Cezire gibi daha fazla şehri işgal edebildi ve görünüşe göre RSF, karadaki savaşı kontrol ediyor ve kazanıyor. RSF askerlerinin işgal ettiği her şehirde hastaneler ve okullar hizmet dışı bırakılıyor, evler ve mülkler yağmalanıp soyuluyor, siviller öldürülüyor, etnik gruplar hedef alınıyor ve öldürülüyor (örneğin Darfur’daki Masalit kabileleri). Her felakette olduğu gibi bunda da kadınlar en savunmasız durumdalar. Kadınlar, RSF askerleri tarafından ailelerinin gözü önünde cinsel tacize uğruyor ve tecavüze uğruyorlar.

Yaklaşık 6,7 milyon Sudanlı zorla yerinden edildi, 19 milyon çocuk okula gidemiyor, siviller yeterli hastane ve gıda tedariki olmadan ciddi hastalık salgını tehditleriyle karşı karşıya kalmakla birlikte sürekli fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalıyorlar.

Sudanlı siviller sekiz aydır korku, açlık ve istismar içinde yaşıyorlar. Her ne kadar SAF, iki kötülük arasında ehven-i şer olarak görülse de, Sudanlıların ölü bedenlerini merdiven olarak kullanarak iktidara yükselmeye çalışanlar arasında belirleyici bir fark bulunmuyor. Sudan halkı son yıllarda gerçekleştirdiği seferberliklerle artık ordu generalleri tarafından yönetilmek istemediğini açıkça ortaya koydu. Savaş sona ermeli, RSF işlediği savaş suçlarından sorumlu tutulmalı ve nihayetinde Sudan’ı kimin yöneteceğine sadece Sudanlılar karar vermelidir.

Yorumlar kapalıdır.