Venezuela’nın çökmüş kamusal sağlık sisteminin Covid-19 ile sınavı
Venezuelalı siyaset bilimci Xili Duran‘ın Maduro hükümetinin koronavirüs karşısında verdiği sınavı eleştiren makalesini sizlerle paylaşıyoruz. Bu yazı ilk olarak Venezuelan Voices (Venenezuelalı Sesler) sitesinde yayımlandı.
Johns Hopkins Covid-19 dünya haritası Venezuela’da 77 vaka gösterse de Maduro hükümetine göre 13 Mart’tan beri ülkede 70 yeni koronavirüs vakası rapor edildi. Bu fark bir yana, henüz ülke çapında sistematik bir şekilde test yapılmıyor; dolayısıyla gerçek sayılar çok daha yüksek. Yani bu kriz, sağlık sistemi zaten yerlerde olan ve senelerdir açlık çeken halkın genel sağlık durumunun oldukça kötü olduğu Venezuela’ya da ulaştı.
ABD’nin ekonomik yaptırımlarından önce Sağlık Bakanlığı tarafından 2017’nin başlarında yayımlanan son epidemiyolojik bülten, 2015 verilerine kıyasla kamusal sağlık sisteminin çoktan çökmüş olduğunu, önlenebilir bir salgın olan sıtmanın %77 arttığını, bebek ve anne ölüm oranlarında ise sırasıyla %30 ve %60 artış olduğunu gösteriyor. Bu göstergeler, yıllardır dış borç ödemelerini karşılayabilmek için kamusal sağlık harcamalarında kesintiye giden Maduro’nun sağlık sisteminde yarattığı yıkımı ortaya koyuyor. Pan-Amerikan Sağlık Örgütü (PAHO), 2018 hükümet verilerine göre Venezuela’da HIV (AIDS) olduğu bilinen her 10 hastadan 9’unun antiretroviral (ARV) tedavisine ulaşamadığını rapor etti. ARV tedavisine ihtiyacı olan bireylerin gerçek sayısı ise 2015’ten bu yana bu konuyla ilgili herhangi bir resmi veri yayımlanmamasından dolayı bilinmiyor.
Ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının Venezuela’daki varlığına ve PAHO dahil olmak üzere bu kurum ve kuruluşların çoğunun ülkede senelerdir ofis ve operasyonları bulunmasına rağmen, Venezuela kamusal sağlık sistemine dair güncel ve bilinen kapsamlı bir değerlendirme bulunmuyor. Hükümetin şeffaflıktan yoksunluğu bu durumun bir sebebi. Hükümet sağlık sektöründeki krizi reddettiği gibi, buna dair tüm kanıtlara kamusal erişimi de engelliyor.
Covid-19’un Venezuela’ya ulaşmasıyla İletişim Bakanı olayın insani yardımın siyasi malzeme olarak kullanılmaması gerektiğini söyledi. Bakanın bu açıklaması, zaten halihazırda çok unsurlu bir insanlık krizi ile mücadele etmekte olan sağlık çalışanlarının Covid-19 karşısında hastanelerindeki olumsuz şartları ihbar ederek yeterli materyal talep etmeleri yüzünden tutuklanmalarıyla birlikte düşünüldüğünde oldukça ikiyüzlü bir söylem olarak kalıyor.
OCHA’nın (Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi) 2020 yılında ilk defa Venezuela’yı da içeren raporu olan 2020 Küresel İnsanı Yardım Raporu’na göre Venezuela hükümetinin yanı sıra ABD ve Avrupa hükümetleri ve onlara bağlı kurum ve kuruluşlar eliyle yapılan insani yardımlar giderek politikleşerek bürokratik engellerle baltalandı; ülkede yakıta yeterli ulaşım bulunmuyor ve bazı bölgelerde güvenlik sorunları yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Sağlık Yüksek Delegesi Bachelet ise 10 Mart’ta Cenevre’de yaptığı konuşmasında, Venezuela hükümeti tarafından yapılan “bazı STK’ları kamuoyu önünde hedef göstermeye ve yurt dışından fon alan insan hakları kuruluşlarına yönelik yaptırım uygulanmasına yönelik açıklamalar” konusunda endişe duyduğunu belirti.
OCHA’nın İnsani Yardım Planı, 3,5 milyon Venezuelalının çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak üzere 2020 yılı için 750 milyon dolar talep etti. Maduro hükümeti ise Covid-19’a karşı kamusal sağlık sistemini güçlendirmek üzere IMF’den 5 milyar dolar talep etti. Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (PSL) yolsuzluk üzerine kurulu Venezuela hükümeti ve muhalefetinin bu parayı gerçekten de pandeminin yayılmasına karşı önlemler için harcayacağına inanmıyor ve bu borçların faturasının Venezuela halkına kesileceğine işaret ediyor.
Avrupa Sivil Savunma ve İnsani Yardım Genel Müdürlüğü (ECHO) ve onun Venezuela’daki medikal ortaklarına göre Venezuela’da 500’den az sayıda tanı kiti bulunuyor. Ülkedeki insanların çoğu yetersiz ilaç, düzenli aşı uygulamalarının askıya alınması ve besin yetersizliği nedenleriyle zayıf bir bağışıklık sistemine sahip. Bunun yanı sıra kamusal sağlık sistemi de neredeyse çökmüş vaziyette; hastane laboratuvarlarının %85’i yetersiz ya da işlemez durumda.
İnsani yardım uygulamaları yapan Venezuelalı STK’lar, özel kuruluşlar ve taban örgütleri ülke çapında Covid-19’la mücadeleye yönelik çeşitli taleplerde bulunuyor, tüm yetkilileri ve sektörleri kamu yararı ve sağlığına öncelik veren insan hakları temelli bir tutum takınmaya teşvik ediyorlar, ki bu bile tek başına ülkede insani yardımın politik bir mesele olduğunu ortaya koyuyor. Aynı zamanda, muhalefet lideri Guaido’nun Covid-19 verilerini derlemek için açtığı web sitesine hükümet tarafından derhal erişim engeli getirilmesi, ulusal çapta artan Covid-19 vakaları karşısında devletin manipülatif tutumunu ortaya koyuyor.
Ulusal örgütler tarafından yıllardır tekrar tekrar dile getirilen bu talepler ise hükümet tarafından gözardı edildi. Ancak muhalefetin de bu insani kriz sürecinde yardımlara yolsuzluk karıştırdığını da söylemeliyiz. Kendini devlet başkanı ilan etmesinin üzerinden geçen 1 sene içerisinde adı pek çok yolsuzluk skandalına karışan ve popülerliğini kaybeden Guaido, geçen sene Columbia’da düzenlenen bir insani yardım konserinde toplanan 2,5 milyon doların nereye harcandığı konusunda hâlâ halka bir açıklama sunabilmiş değil.
Venezuela’da karantina koşullarını sağlamak ise oldukça zor, çünkü pek çok insanın düzenli geliri yok ve günlük gelir sayesinde hayatta kalıyorlar. Ülkenin yüksek enflasyon ekonomisi nedeniyle para biriktirme olanakları ya da birkaç günlük malzeme almaya bile yetecek yeterli birikimleri yok. Evden çıkmamak halkın çoğunluğunun ulaşabileceği ekonomik veya sosyal acil durum önlemleri tarafından desteklenmiyor ve dünya çapında önerilen iki haftalık izolasyonu gerçekçi bir çözüm olmaktan çıkarıyor. Emekçiler çoğunlukla Venezuela bolivarı üzerinden ödeme alırken süpermarketler çoğu ürünü Amerikan doları üzerinden satıyor ve bu yüzden oldukça pahalı olan ürün fiyatlarını da düşürmeye hevesli değiller. Maduro ekonomik yardım sözü verdi ancak hükümetin söz verdiği ikramiyeler zaten 5 doların altındaki aylık asgari ücretten daha düşük ve Venezuela’da gündelik ticaretin büyük bir kısmı Amerikan doları üzerinden yapılmasına rağmen ücret ve ek ödemeler Venezula bolivarı üzerinden yapılmaya devam ediyor.
Son olarak, yaşlı nüfus genelde yalnız yaşıyor, çünkü ailelerindeki genç bireyler onlara uzaktan para gönderebilmek için diğer ülkelere göç eden yaklaşık 5 milyon Venezuelalıyı oluşturuyor. Ellerinde yiyecek almak için nakit para bulunmayan Venezuelalılar bu güvencesiz koşullarda diğer ülkelerde olduğu gibi evden çıkmadan hayatlarını sürdürebilirler mi?
Bu felaket koşullarında, örgütlenme ve dayanışma Covid-19’la mücadele edebilmek için elzem. Yiyecek ve ilaç temini bu dönemde her zamankinden daha da önemli ve Venezuela halkının siyasi liderlerin bu teminatı sağlayacağına dair beklentisi sıfır. Maduro’nun sağlık çalışanları, insan hakları aktivistleri ve bağımsız gazeteciler üzerindeki baskıya son vermesine, Venezuela’ya karşı uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılmasına ve bağımsız sosyal ve işçi örgütlerinin kontrolünde oluşturulacak bir acil yardım uygulamasına yönelik uluslararası çapta basınç oluşturabilmek oldukça kritik olmayı sürdürüyor.
Yorumlar kapalıdır.