“Salgın yokmuş gibi çalışıyoruz; önlemler göstermelik”
Merhaba, ben Eskişehir’de bir cam fabrikasında çalışıyorum. Fabrikada 500-600 kişiyiz ve 3 vardiya çalışıyoruz. Tanınmış markalara fırın camı, buzdolabı camı üretiyoruz. Sizlere virüs salgını sonrası süreçle ilgili yazmak istedim.
Aslında fabrikamızda salgından sonra pek bir şey değişmedi. Sanki salgın olmamış gibi çalışmaya devam ediyoruz. Hiçbir şey yok. Sadece mutfağın girişine dezenfektan astılar. Ona herkes dokunduğu için ben pek kullanmıyorum. Kimisi basıyor kimisi basmıyor. İşyerinde insanların kendileri de pek dikkat etmiyorlar. Maske kullanımı hiç yok. Fabrikanın mimarisi nedeniyle havalandırma işlemi de yapılmıyor. Ve bize ne yapmamız gerektiği konusunda herhangi bir eğitim ya da bilgilendirme yapılmadı.
İşe gelip giderken kullandığımız servislerde de üst üste gidiyoruz. Bizim servise bindiğimiz durakta Eti’de çalışanlar ayrı bir yerde durur, biz ayrı bir yerde. Bugün gördüm Eti’de çalışanların hepsinde mavi maske ve mavi eldiven var. Servisler geliyor, insanların ateşi ölçülüyor ve servis sayılarını arttırmışlar, ikili koltukta teker teker oturuyorlar. Bizde ise üst üste, ayakta gelenler bile var. Herkes kendi ekmeğinin davasında olduğundan kimse bir şey diyemiyor. Ne diyebilir ki? İşten çıkarmasınlar diye, göze batmamak için hiçbir şey diyemiyor kimse.
Yemekhanede ise dün bir tane adam dikilmiş yemekhanenin kapısına, bağırıyor; “Birer adım arayla durun!” diye. Tamam birer adım arayla duruyoruz ama giriş çıkışlar aynı yerden oluyor. Birer adım ara veriyoruz ama insanlar birbirlerine çarpıyor. Madem bunu ayarlıyorsunuz, çıkışı girişi de ayrı yerden yapın. Bugün bahçe kapısını açtılar. Yemeğini yiyen oradan çıkıyor artık. Bizim sağlımız için yapılan her şey hem geç hem eksik yapılıyor.
Mesela bugün fabrikada hemşireler dolaştı, çalışanlarının yarısının ateşini ölçtü. Bana hiç gelen olmadı. Aramızdan ateşi yüksek bir kadın çıktı. “Az sonra yine geleceğiz, kendini nasıl hissediyorsun?” diye sordular. Kadın iyi olduğunu söylemiş. Biraz sonra yine kontrol ettiler, yine ateşi var. “İstiyorsan gidebilirsin” demişler, kadın da “gitmeme gerek yok, iyiyim” demiş. Kadın akşama kadar çalıştı o ateşli haliyle. Fabrikanın tam ortasında çalışıyor bu kadın.
Bu haldeyken bile korkudan bir şey konuşamıyoruz. Tüm önlemleri kendi kendimize almaya çalışıyoruz. Benim bölümümde bir kadın arkadaş ile birlikte sürekli elimizi yüzümüzü yıkıyoruz. Artık yara oldu her yerimiz, kendi kendimizi korumaya çalışıyoruz. Makinelerin her yerini ben çalışmaya başlamadan önce tinerle temizliyorum mikrop gitsin diye. Sonra sabunla siliyoruz. Önceki vardiyadan kalan pisliği mikrobu ben vardiyama başlamadan önce hep kendim, elimden geldiğince temizliyorum.
Şimdi yapılan üretim ve iş çok azaldı. 3 vardiya 12 saat çalışan yerler bile bugün 8 saat çalıştı. Herkes 5’te çıktı bugün. Üretim durdu diyorlar. Belki bizi izne de çıkartabilirler. Bu konu hakkında kimse bize bir şey söylemiyor. Benim bitişikteki komşum Sarar’da çalışıyor. Dün süresiz izne çıkarılmış. “Biz hiç bir şey bilmiyoruz. Maaşın yarısını devlet verecek diyorlar ama gerisini bilmiyorum, kimse de bir şey bilmiyor,” dedi. Biz de izne çıkartılabiliriz ama ne şekilde olur bilmiyorum.
Tüm bu süreçte kendimi aptal gibi hissediyorum. Değersiz gibi. Çünkü o kadar çok insan var ki. Her şey para demek değil. Bu insanlar eve gittiğinde çocuklarına, eşine o mikrobu götürecekler, yani hiç mi düşünmüyor üsttekiler? Ben çok üzülüyorum. Hep para için mi? Hep çalışmak için mi? İnsanlar bu kadar değersiz olmamalı.
Yorumlar kapalıdır.