Söyleşi dizisi | COVİD-19 testi pozitif çıkan işçiler neler yaşıyor? Bir Vestel işçisi anlatıyor

Söyleşi: Elif Duru, Sedat Durel

Pandemiye ilişkin alınan tedbirler hiçbir zaman yeterli olmamıştı. Haziran ayında hükümetin “yeni normal”e geçişiyle pandemi sadece ekonomik olarak değil sağlık açısından da en çok işçi ve emekçileri vurmaya devam etti. Önce fabrikalar ve atölyeler, sonrasında da kamu binaları kısacası toplu çalışılan pek çok yer pandemi merkezi haline geldi.

Şu an itibariyle hükümet, başta Sağlık Bakanlığı ve patronlar aracılığı ile olmak üzere pandeminin tüm yükünü — iyileşmek dahil — işçilerin üzerine yıkıyor. İşçilerin tedbir almadığı sistemin ise çok iyi işlediğini söyleyen yalanlar kulağımızda çınlıyor.

Pandeminin başlangıcında birkaç haftalık kesin izolasyon için emekçilere güvenli konut ve gelir güvencesi sağlanmış olsaydı, ne binlerce kardeşimizi kaybetmiş ne de on binlerce kardeşimizi hasta görmüş olacaktık. Hükümetin patronlar daha çok kazanabilsin diye yeterli tedbiri almama ısrarı sürüyor ve ödediğimiz bedel giderek artıyor.

Pandemi sürdükçe hastalanmamak, ölmemek, daha kötü koşulları kabul etmek zorunda kalmamak ve işsizliği önlemek için yapılması gerekenler ortak: yaygın test, ücretli izin ve patronalrın elindeki kaynağı işçi emekçiler için kullanmak.

Enfekte olmuş kardeşlerimizin yaşadıklarına biraz daha yakından bakabilmek için Vestel’de çalışan ve Covid-19 teşhisi koyulmuş bir işçi dostumuzun anlattıklarını ifadelerine sadık kalarak yayımlıyoruz:

Bundan bir hafta önce pazartesi günü, öksürük, halsizlik ve boğaz ağrısı şikayetleriyle Celal Bayar Eğitim ve Araştırma hastanesine gittim. Bu şikayetlerim birkaç gün öncesinde de vardı ama ben ancak pazartesi günü hastaneye gidebildim. Hastanede beni Covid-19 bölgesine yönlendirip, test yaptırmam gerektiğini söylediler. O bölgeye gittiğimde, ismimi kendim listeye yazıp sıraya geçtim. Saat 9.30 civarı test yapılmaya başlandı. Sıra bana geldiğinde saat 11.30 olmuştu.

Testi yaptırdıktan sonra eve geldim ve akşamına pozitif olduğumu öğrendim. O sırada eşimle dışarıdaydım. “Pozitifim ne yapmam gerekiyor?” diye ambulansı aradım. Ambulans bir numara verdi fakat aradığımda numarayı açan olmadı. Tekrar 112’yi aradım ve bu numarayı kimse açmıyor dediğimde, “O zaman evinize gideceksiniz, kendinizi izole edeceksiniz, sabah bu numarayı tekrar arayın” dediler. Eve geldim, kendimi bir odada izole ettim. Sabah oldu, numara yine açmayınca 112’yi tekrar aradım; “bu numara açmıyor” dedim. Şikâyetiniz varsa gelip alalım dediler. Ben “daha çok toplu taşıma aracı kullanıp virüsü yaymak istemediğim için sizi aradım” dedim. Ambulans zar zor gelip beni aldı ve bir gün önce test yaptırdığım hastanedeki Covid-19 bölgesine bıraktı beni. “Ben dün test yaptırmıştım, pozitifim” dediğimde, “ileri bir bölgeye gidin” dediler bize. Oraya gittiğimizde yanımıza kimse gelip bizi bilgilendirmediği için geri dönüp, “biz ne olacağız?” diye sorduk. “Kan tahlili yapılacak size” cevabını verdiler.

Anlayacağınız, ancak biz sorduğumuz sürece bilgilendirme yapıyorlar. Saat 10.30 gibi kan alındı bizden ve saat 11.30’da bizi tomografiye sokacaklarını söylediler. Saat 11.20’de hala gelen giden yoktu ve 12’ye doğru biz gidip sorduk. “Bekleyin sizi alacaklar” dediler. Tabi bu süreç içerisinde biz orada test yaptıracak olan diğer insanlarla aynı ortamdaydık. Benim test yaptırdığım gün de yine bu şekildeydi. Bir personele ne olacağını sorduğumda ne olacağını bilmediğini, yeni geldiğini söylüyor. Tomografiye girip çıktıktan sonra bize öğleden sonrasını beklememiz gerektiğini söylediler; “doktor gelecek” dediler. Saat 2 oldu hala bekliyoruz. Tabi bu süreç içerisinde biz su almak için, karnımızı doyurmak için etrafta gezmek zorunda kaldık. Negatif vakaların arasına girip çıkmak zorunda kalıyoruz çünkü herhangi bir ilgi yok.

Saat 3’de gittik, ne olacak diye tekrar sorduk ve “doktor gelecek; yatacak ve gidecek hastalar için karar verecek” dediler. İlk başta yatacaksınız yüksek ihtimal demelerine rağmen, 2 kişilik yer olduğunu söyleyip 2 kişinin ismini okudular. Diğerleri de ilaçlı tedavi olacak evde dediler. Biz tamam dedik ve bu sefer de ilaçları beklemeye başladık. Saat 4-5 civarı bize reçete verip, “bu ilaçları eczaneden alın” dediler. Eczaneye gittiğimizde ilaçların günübirlik reçete ile ödenmeyeceğini öğrendik. Tekrar reçete yazdırmak için doktora gittik. İlaçlardan bir tanesi zaten eczanede kalmamıştı. Doktora gidip durumu anlattığımızda ilacın muadilini almamızı söyledi. Eczaneye gittik, ilacın muadilini aldık; tabii cebimizden ödedik parasını. Hastaneye tekrar döndük. Covid-19 ile ilgili ilaç geleceğini söylediler. Saat 5.30 gibi ilaç geldi ve ilaçları bize verdiler. “14 gün karantinada kalacaksınız ve ilaçları 5 gün kullanacaksınız” dediler. “Peki biz şimdi eve nasıl gideceğiz?” diye sorduğumuzda, kendi imkanlarımızla gitmemiz gerektiğini söylediler. “Benim arabam yok ve taksi param da yok” dediğimde, “o zaman dolmuşla gideceksin” diye cevap verdiler. Toplu taşıma kullanıp diğer insanları da riske atmak istemediğimi söylediğimde, “yapacak bir şey yok” dediler.

Ben hastalığı orta şiddetli atlatıyorum, fakat benim bulaştırdığım kişi benim kadar şanslı olmayabilir; daha ciddi atlatabilir, hatta atlatamayabilir de. Biz yaklaşık on kişiydik ve aramızdan iki kişi hastaneye yatacak kadar ağırdı. Eğer araban yoksa, taksi tutacak paran yoksa, toplu taşıma aracına binmek zorunda bırakılıyorsun. Düşünün, 4-5 pozitif vaka tek toplu taşıma aracına binmek zorunda kaldık. Ve vaka sayılarının yayınlanandan çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Ben hastanede kendi gözlerimle gördüm. Hepimiz çok dikkat etmeliyiz.

Yorumlar kapalıdır.