İşten çıkarmalar sahiden yasaklanıyor mu?

Bugün Türkiye’de 87 kişi daha Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti ve 4 bin 117 kişiye daha pozitif teşhisi konuldu. Tüm dünyada vaka sayısının 1,5 milyona ulaştığı söyleniyor. Salgının ne kadar ciddi ve ölümcül olduğu apaçık ortada.

İlk günden beri salgınla mücadele konusunda yapılacakların net olduğunu söyledik. Milyonlarca insan çalışmak zorundayken salgının yayılmasına karşı mücadeleyi bireysel seçimlere indirgeyen “Evde Kal,” “Hayat Eve Sığar” gibi sözlerin gerçekte mümkün olmadığını vurguladık. İşçi ve emekçilerin gerçekten evde kalabilmesi için herkese ücretli izin verilsin, salgın süresince işten çıkarmalar yasaklansın, dedik.

Sadece biz değil, üç işçi konfederasyonu, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, salgına karşı yayımladıkları ortak bildiride işten çıkarmaların yasaklanması, zorunlu mal ve hizmet üretimi dışında tüm işlerin en az 15 gün süreyle durdurulması çağrısı yaptı.

Bir gece ansızın basına servis edilen bir haberle öğrendik ki, Saray rejimi de zaten 31 Mart’tan bu yana bu konuyu görüşüyormuş! Hatta “iş dünyası örgütleri”nin görüşlerini almak üzere bir yasa teklifi de hazırlanmış. Görüşü alınan iş dünyası örgütlerinin işçi sendikaları konfederasyonları olduğunu zannetmiyoruz. Milyonlarca emekçi için hayat memat meselesi haline gelmiş bu konuyu biz de televizyonlardan “İşten çıkarmalar yasaklanıyor! Detaylar geliyor” haberiyle öğreniyoruz.

Şeytan ayrıntıda gizlidir derler. Detaylar gelince işin rengi belli oluyor. Covid-19 salgın hastalığı neticesinde kamu yararının gerektirmesi nedeniyle üç ay süreyle işten çıkarma yapılamayacak ve fakat işveren isterse işçiyi ücretsiz izne çıkarabilecektir.

Salgının ilk gününden beri işverenler çeşitli vergi, prim ertelemeleri, teşvik ve ödenek paketleriyle işçilerin maaş yükünden büyük ölçüde azat edilmişlerdi. Ama gel gör ki ücretsiz izin kanunen işçinin rızasına tabi olduğundan, işverenler salgın süresince işçileri ücretsiz izne çıkararak işçilerin yükünden tamamen kurtulamıyorlardı. Şimdi bu yasa teklifi ile bu da mümkün hale gelecek. İşveren işçileri hesapsız kitapsız ücretsiz izne gönderecek ve hesapta devlet de ücretsiz izne çıkarılanlara günde 39 lira 24 kuruş ücret verecek. Bu rakam kısa çalışma ödeneği ile alınabilen 1752 TL’nin bile altında! İşverenlerle Saray’ın iktidarı birlik olmuş, kamu yararı adı altında işçi ve emekçilere günlük 39 TL bahşediyor. Televizyonlar kitlelere bir yalanı satıyor! İşten çıkarmaların sözde yasaklanması adı altında işçilerin aylık 1177 TL ile ev geçindirmesi bekleniyor. Rejim, emekçilerin sağlığını ve yaşamını değil, patronların kâr ve çıkarlarını öncelikli görüyor. Salgından ilk kurtarılacaklar sermaye ve şirketler diyor.

Biz işçiler, ölümü gösterip sıtmaya razı eden bu yasa teklifini kabul etmiyoruz! İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır ve tüm işçiler ücretli izne çıkarılmalıdır! Ücretsiz izin işçiye açlıktan öl demektir!

Çağrımızdır!

Üç işçi konfederasyonu Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, bu yasa teklifinin derhal geri çekilmesi ve işten çıkarmaların yasaklanması için derhal bir eylem planı hazırlamalı, emekten yana tüm kesimleri bu planın hayata geçmesi için birleşik bir eylem platformu çatısı altında toplamalıdır.

Sendikalar göreve!

Yorumlar kapalıdır.