İşçiler hem virüse hem patronlara karşı savaşıyorlar
Pandemide yaklaşık iki ay geride kaldı. Daha önce hiç yaşanmamış olan bu süreç, hükümeti olağanüstü önlemler almaya zorlarken bir taraftan da bazı gerçekleri çarpıcı bir biçimde gün yüzüne çıkarıyor. Alınan tüm önlemlerden işçiler sürekli muaf tutulmakta, salgın ve buna bağlı ölümlere rağmen fabrikalar çalışmaya devam etmekte ve tüm yük işçi ve emekçilerin sırtına yıkılmaya çalışılmakta.
Salgını önleme kapsamında alınan sokağa çıkma yasağında, valilik izinleriyle işyerleri çalışmaya devam ediyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı, işverenlerin talebi üzerine telafi çalışması yapılabileceğini söylüyor. Bazı işyerleri de yasak günlerini ücretli izinlerden düşmüş durumda.
Sözde işten çıkarma yasak!
Bir başka önlem ise “işten çıkarmalar yasaklanıyor” adı altında duyurulan yeni yasa. Bu yeni yasa, işçileri sefalet ücretine mahkûm ederken patronlara yeni kolaylıklar getirmekte. Artık patron, işçinin izni olmaksızın onu ücretsiz izne çıkartabiliyor. Buna rağmen bu teklifin yasalaştığı gün 128 işçi işten çıkarıldı. Mardin’de bulunan Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır Fabrikası’nda çalışan işçiler, yeterli önlem alınmadığı, ödenmeyen ücretler ve çalışma saatlerinin azaltılması için yaptıkları eylemden dolayı işten çıkarılmış durumdalar. İşçiler fabrika önünde eylem yapmak istediğinde ise Cengiz Holding’in yardımına jandarma yetişiyor ve yolu kapatarak işçilere eylem izni vermiyor.
Rejimin patronlara yardımı sadece bu örnekte değil, Kocaeli Valiliği yayımladığı bir genelge ile 60 yaş üstü olanlar, kronik hastalar ve hamileler için getirilen idari izinli olma zorunluluğunu kaldırdı.
Yine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı’nın kararıyla sendikal faaliyetler yasaklanmış durumda. Bunu fırsat bilen patronlar ise işçilere, bağlı bulundukları sendikadan çıkmaları için baskı uygulamaya koyuldu. Yasak nedeniyle toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başlayamadığı Gebze’deki Omca Kalıp’ta yaşanan böyle bir baskıdan sonra işçiler, fabrika önünde eylem yaptılar ve fazla mesaiye kalmama kararı aldılar.
Yurtdışındaki şantiyelerde de yetersiz önlemler ve hak gaspları var. Limak Holding’in Kuveyt’te bulunan şantiyesinde işçiler, yeterli önlem alınmadığı için iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. DY Yapı’nın Arabistan’da bulunan şantiyesinde mahsur kalan işçiler ise eylemleri sonucu ülkeye dönebildi.
Hangi sınıf etkileniyor?
DİSK-Ar’ın pandemi sürecine dair açıkladığı Covid-19 raporundaki verileri ise durumun vahametini gözler önüne seriyor. Raporda, DİSK üyesi işçiler arasında virüse yakalananların oranının Türkiye ortalamasından 3 kat fazla olduğu belirtirdi. Raporu okurken Türkiye’de sendikalılık oranının %10’larda olduğunu göz önünde bulundurmak ve sendikasız işyerlerinde riskin çok daha fazla olduğunu unutmamak gerekiyor. 17 Nisan tarihli bilgilere göre, en az 378 işçi virüse yakalanmış, en az 12.000 işçi bu süreçten etkilenmiş durumda ve 11 işyeri işten kaçınma hakkını kullanmış bulunmakta.
Yetersiz önlemler altında çalışmaya devam eden işçiler arasında virüs hızla yayılıyor. Bayer Kimya, Tosyalı Çelik, Yücel Boru, Fil Filtre, Trelleborg, Kerevitaş virüs tespit edilen fabrikaların küçük bir kısmı. Ve virüs tespit edilen işyerlerinin neredeyse tümünde üretim devam etmekte. Hatta salgın başında üretime ara vermiş işyerleri mayıs başında tekrar çalışmaya başlama kararlarını bir bir açıklıyorlar.
Tüm yaşananlar gösteriyor ki hükümet ve patronlar kârdan başka bir şey düşünmüyor. Alınan tüm kararlar, krizin ve Covid-19 salgının faturasını bizlerin sırtına yıkmaya çalıştıklarını göstermekte.
Yorumlar kapalıdır.