AKP’nin gizli ajandası: Eğitimi tamamen özelleştirme!

Eylül ayı boyunca ülke gündemini en çok meşgul eden konulardan birisi de eğitim alanında yaşanan olumsuz gelişmeler oldu. Okulların açılıp açılmayacağı ile ilgili belirsizlik ve öğrenciler arasındaki ekonomik, sosyal eşitsizliklerle ilgili haberler bir kez daha her alanda başarısız olan AKP hükümetinin en başarısız olduğu alanın “eğitim” olduğunu gözler önüne serdi.

Okulların kapatıldığı 2020 Mart ayından beri hiçbir somut çalışma yapmayan AKP hükümeti ve onun özelinde Milli Eğitim Bakanlığı bir kez daha sınıfta kalarak, okulların açılacağı 2020 Eylül ayında da eğitim alanındaki tüm kesimleri büyük bir belirsizliğin içine soktu. Okulların açılıp açılmayacağı, açılacaksa hangi sınıfların açılacağı, uzaktan eğitim çalışmalarının nasıl yapılacağı vb. birçok soru okulların açılacağı son haftaya kadar cevapsız kaldı. Okulların açılacağı hafta ise bakanlık bir açıklama yaparak sadece anasınıfları ve ilkokul 1. sınıf öğrencilerinin yüz yüze eğitim yapacağını açıkladı. Ancak bu eğitimlerin nasıl yapılacağı, okulların bu eğitimlere hazır olup olmadığı konusunda hiçbir ayrıntı verilmedi. Her şey el yordamı ile yapılmaya çalışıldı.

Okullar açıldıktan sonra ise peş peşe okullarda yaşanan olumsuz haberler düşmeye başladı. Birçok okulda gerekli hijyen koşullarının sağlanmadığı görüldü. Velilerin tuvaletleri, sınıfları temizlemek zorunda kaldığı okullar görüldü. Öğretmenlerin Covid-19’a yakalandığı ve okulların patır patır karantinaya alındığı haberleri düşmeye başladı.

Yetersiz kalınan diğer bir konu ise uzaktan eğitim alanı oldu. Büyük büyük laflarla, ülkenin dünyada en iyi konumda olduğu iddia edilerek öğrencilerin ve öğretmenlerinin yönlendirildiği EBA sık sık çöktü. Bakan Ziya Selçuk büyük bir pişkinlikle, EBA’nın çökmesini “Oldukça güzel, çok memnunum,” sözleriyle açıkladı. Ancak bu tavırları toplumda büyük bir tepkiyle karşılanınca EBA’nın siber saldırıya uğradığı iddia edildi. Öğrencilerin ve öğretmenlerin büyük bir kısmının hâlâ aktif olarak kullanamadığı EBA’nın sık sık çökmesi Bakanlığın hazırlıksızlığını ve altyapı sorunlarını gün yüzüne çıkardı.

Uzaktan eğitimle ilgili diğer önemli başlık, öğrencilerin uzaktan eğitim alanlarına ulaşmada yaşadıkları sorunlardı. Kimi öğrenciler çok rahat bir şekilde uzaktan eğitim alanlarında derslerine devam ederken milyonlarca öğrencinin ise bu uzaktan eğitim mecralarının hiçbirine ulaşamamakta olduğu ortaya çıktı. Bırakın interneti, tableti, bilgisayarı; evinde televizyon olmayan binlerce öğrencinin olduğu her gün haber bültenlerine düşmeye başladı. Uzaktan eğitim, ekonomik ve sosyal açıdan öğrencilerin nasıl bir fırsat eşitsizliği içinde olduklarını bir kez daha gün yüzüne çıkarttı.

Yaşanan tüm bu sorunların bir basın toplantısında Ziya Selçuk’a sorulması sonucunda bakanın, “Bakanlığımızın bütçesinin büyük bir kısmı öğretmen maaşlarına gidiyor,” cevabı AKP hükümetinin eğitim alanındaki hedeflerini gün yüzüne çıkartıyor aslında. Eğitim alanında yaşanan bu çarpıklıkların giderilmesi için adım atmayan AKP hükümeti, eğitim hizmetini tamamen özelleştirerek kendisine sürekli oy kaybettiren bu prangadan sermayeyi de memnun edecek bir biçimde kurtulmak istiyor. Kamuya ait tüm eğitim kurumları kapalıyken özel eğitim kurumlarının birçok ayrıcalığa sahip olması da bunun bir göstergesi. Kamuya ait en iyi eğitim kurumları bile kapalıyken, uzaktan eğitim sistemi sık sık çökerken, özel eğitim kurumlarının açık olması ve yüz yüze eğitimin yapılıyor olması, ekonomik açıdan düşük gelirli diyebileceğimiz birçok ailenin bile dişinden tırnağından keserek çocuklarını özel okullara göndermeye çalışmasına neden oluyor.          

Eğitimde yaşanan özelleşme ise öğrenciler arasındaki fırsat eşitsizliğini artıracak ve daha büyük tepkilere neden olacaktır. Bizlere düşense eğitim, sağlık gibi alanların temel bir insan hakkı olduğunu, özelleşmenin ne gibi felaketler doğuracağını döne döne halka anlatmak olacaktır.   

Yorumlar kapalıdır.