Bel Karper direnişinin yanında, Kod-29 ve zorunlu ücretsiz iznin karşısındayız!

Salgının ve ekonomik krizin bütün yükünü çeken işçiler insanlık dışı yaşam koşullarına karşı sendikalaşarak mücadele etmeyi sürdürüyor. Türkiye’nin dört bir tarafından sendika yetki tespiti haberleri, toplu iş sözleşmesi süreçleri ve grev haberleri geliyor. Patronlar, işçilerin bu haklı mücadelelerini engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Patronların bu sıralar en çok kullandıkları silah ise, pandemi döneminin işten çıkarma “istisnası” olan Kod-29, yani “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışlar” dolayısıyla işten çıkarma.

Tekirdağ, Çorlu’da bulunan Bel Karper fabrikası da benzer olaylardan birine tanıklık ediyor. Fransız Bel grubuna satıldığından beri tek vardiyadan üç vardiyaya geçen, mesai saatleri artan ve dört kat büyüyen peynir üreticisi Karper fabrikasının işçileri artan iş yükleri nedeniyle fazla mesai ücretlerinde artış, ikramiye ve zam talep ediyorlar. Altı yıl önce sendikal çoğunluğu sağlayan işçiler, patron tarafından açılan itiraz davasının altı yıldır sürmesi nedeniyle en az üç adet Toplu İş Sözleşmesi (TİS) dönemi kaybetmiş durumdalar. Nihayet geçtiğimiz aralık ayında işçiler lehine sonuçlanan davaya karşılık patronun yanıtı 12 işçiyi ücretsiz izne göndermek ve işyeri temsilcisini Kod-29 ile işten çıkarmak oldu.

Açık ki yasalar patron izin vermedikçe işçilerin sendikalı olmalarına izin vermiyor. Zorunlu ücretsiz izinler ve Kod-29 nedeniyle işten çıkarma, patronlar tarafından istismar ediliyor. Çıkışı yapılan işçiler sendikal nedenlerle çıkarıldıkları için işe iade davalarını kazansalar da patron kötü niyet tazminatı ile işçileri işe almayıp sendikal çoğunluğu bozabiliyor. İşten çıkarmaların tamamen ve gerçekten yasaklanması sendikal örgütlenme için çok önemli bir mücadele talebi olarak gözüküyor. Bu ise ancak süren mücadelelerin birleşmesiyle elde edilebilecek bir hedef. Direnişçi Bel Karper işçileri fabrika önünde sınıfın desteğini bekliyorlar.

Yorumlar kapalıdır.