İDP Gündem Tartışmaları: İşçi sınıfını birleştiren bir 1 Mayıs’ın olanakları

İDP Gündem Tartışmaları’nın üçüncüsü 25 Nisan Pazar günü gerçekleşti. 1 Mayıs arifesinde, birleşik ve kitlesel bir işçi mücadelesinin olanakları ve bu mücadele önündeki engeller direnişçi işçilerin katılımıyla çevrimiçi olarak tartışıldı.

Tartışmaya ön açıcı olması adına İşçi Demokrasisi Partisi adına kısa bir sunum gerçekleştiren Atakan Çiftçi, “Nasıl bir dönemde 1 Mayıs’a gidiyoruz?”, “İşçi sınıfının bu dönemde sorunları ve talepleri neler?” ve “Sınıf mücadelesini bu dönemde nasıl büyütebiliriz?” soruları üzerinden bir çerçeve çizdi. Türkiye’de emekçiler olarak eşi benzeri görülmemiş bir saldırıdan geçtiğimizi ve bu saldırının failinin iktidarda olan AKP-MHP koalisyonu olduğunu vurguladı. Salgın başladığından bu yana fabrikalarda çarkların hiç durmamasının, patronların kârları sürdükçe emekçilerin hastalığa yakalanmasının ve ölmesinin bir önemi olmadığının hükümet nezdinde bir itirafı olduğunu belirtip, kapanma önlemlerini fazlasıyla karşılayacak olan kaynağın var olduğunu fakat emekçiler için kullanılmadığını dile getirdi. Bir yandan da tüm bu zorluklara rağmen iyimser ve umutlu olmak gerektiğini, çünkü zorlu koşullara rağmen emekçilerin her yerde mücadele içinde olduklarını vurgulayan Çiftçi, patron partilerinden hayal kırıklığına uğrayan kitlelerin bir siyasi arayış içinde olduğuna dikkat çekti. İşçi Demokrasisi Partisi’nin hedefinin ise bu doğrultuda çaba sarf eden tüm kesimlerle birlikte emek alternatifini büyütmek olduğunu söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Ardından, direnişteki PTT işçileri adına söz alan PTT-SEN Eğitim Sekreteri Ulaş Sandıkçı “Ücretsiz izne çıkarılan, Kod-29’dan atılmış olan işçilerin olduğu bu dönemde, pandemiyi bahane ederek, sokakta hak arama mücadelesinin tamamen önü kesilmiş durumda. Fakat bizler tepki göstermeden bir şey olmayacağının bilincinde olmalıyız. İktidar bu kadar zayıflamışken, direnişi ateşleyecek gücü kendimizde görmemiz gerekiyor,” diyerek işçi sınıfının gücüne dikkat çekti.

İDP Gündem Tartışmaları – 25 Nisan 2021

İşçiler pandemi döneminde işleri ve sağlıkları arasında bir tercihe zorlandı

Etkinliğe Döhler direnişini temsilen katılan Harun Kesin ise “100 gündür mücadele içindeyiz, işveren sudan sebeplerle bizi Kod-29’dan işten çıkarttı. Bu pandemi sürecinde pozitif çıkan işçiyi eve gönderiyorlar ama bu insanların nasıl geçineceğini düşünen yok,” diyerek pandemi döneminde emekçilere gerekli desteğin sağlanmadığını ve emekçilerin sefalete mahkûm bırakıldığını söyledi.

111. gününde olan Migros direnişini temsilen söz alan Ümit Gürler ise direniş sürecini aktararak “Hükümet patrona Kod-29 sopası verdi ve işveren bunu istediği gibi kullanıyor,” diye belirtti.

Mücadelenin ve deneyimin aktarımı çok değerli

Ardından, Tek Gıda-İş örgütlenme uzmanı Suat Karlıkaya “İşçi sınıfının iktidarını sağlayabilecek gücümüz var, sadece işçilerin sorunlarını anlayıp, onların dilinden konuşabilmeliyiz,” diyerek işçi sınıfının birlik ve beraberliğinden doğan gücü vurguladı. Yine Tek Gıda-İş Örgütlenme Uzmanı olan Yunus Durdu da bu süreçte dayanışmanın önemini vurgulayıp, 4 Mayıs’ta Döhler’de, 6 Mayıs’ta Bel Karper’de gerçekleştirecekleri grev için dayanışma desteği istedi.

Kölelik düzeni ile karşı karşıyayız

Döhler direnişçisi Abdurrahim Yenievli ise, işçilerin köle olmadığını ve 1 Mayıs tartışmalarının hangi meydanda yapılmalı tartışmalarından öte, işçinin sorunlarının çözümüne dair bir tartışmanın yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti.

Tartışma bölümünde, birçok katılımcı kendi bulundukları alanlardan sürece ilişkin değerlendirme ve taleplerini aktararak mücadelelerin birleştirilmesi ihtiyacını dile getirdi. Son olarak, etkinliğin kolaylaştırıcılığını üstlenen Cemre Sava, bugün sağlıktan istihdama,  eğitimden çevreye her bir alanın kapitalist sistemin ve mevcut iktidarların çıkarları doğrultusunda bir “sorun” haline dönüştüğüne; fakat bu alanları bir mücadele alanına çevirerek, iktidarın politikaları karşısında kendi sınıfsal tercihlerimiz ve bağımsız-birleşik sınıf mücadelesi perspektifiyle bunlara karşı bir çözüm üretebileceğimize dikkat çekti. Etkinlik, her direniş alanının bugün 1 Mayıs alanı olduğunun altı çizilerek ve birlik, mücadele ve dayanışma vurgusu ile sonlandı.

Yorumlar kapalıdır.