Mücadeleler yeni yılda da devam edecek
İşçi ve emekçiler için zor bir yıl geride kaldı. Yılın sonlarında yaşanan gelişmelere bakacak olursak 2022 yılı da oldukça zor geçecek gibi gözüküyor.
Öncelikle patronların sendika düşmanlığı tüm şiddetiyle devam ediyor. CHP Torbalı Belediyesi’nde, Nelteks Fabrikası’nda, Doğanay Gıda’da işçiler sendikalı oldukları için işten atıldı. Doğanay Gıda ve Nelteks işçileri basın açıklaması ile protesto ederken, Torbalı Belediyesi işçileri direnişe başladı.
Sendikalaşmaya karşı bir başka taktik ise daha önce Yemeksepeti’nin uyguladığı işkolu değiştirme. Karınca Lojistik’te de sendikalaşmanın önüne geçmek için işkolu değiştirildi. Daha önce sendikalı oldukları için işten çıkartılan Özak ve Uğur Tekstil işçileri de mücadelelerini sürdürüyor.
Sağlıkçılar ise ağır çalışma koşulları, eksik istihdam, sağlıkta şiddet ve özlük haklarının aşındırılması sorunlarına karşı 15 Aralık’ta greve çıktı.
Tekgıda-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Bel Karper fabrikasında devam eden grevde de patron masaya oturmayı kabul etmişti ancak hâlâ sözleşme imzalanmadı; patron masaya oturduktan sonra bile grev kırıcı girişimlerini sürdürdü. Yine Tekgıda-İş’e üye oldukları için işten atılan Adkotürk işçilerinin direnişi devam ediyor.
CHP Bakırköy Belediyesi işçileri de 0 zam teklifine karşı grevlerini sürdürüyor. CHP ilçe binasında da eylem yapan işçiler, köprüye pankart astıkları gerekçesiyle gözaltına alındılar. İşçiler, talepleri gerçekleşene kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtiyorlar.
En önemli gündemlerden biri ise MESS ile Türk Metal ve BMİS arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmeleri oldu. MESS’in yüzde 12 zam teklifi tartışmalı enflasyon verilerinin altında kalınca Türk Metal ve BMİS’e bağlı fabrikalarda yürüyüş, vardiyaya geç başlama, basın açıklaması, mesaiye kalmama gibi eylemler gerçekleşti. Ford Otosan, Arçelik, Renault, Tofaş, Bosch bu fabrikalardan birkaçı. 27 Aralık tarihinde yapılan görüşmede MESS’in yüzde 17’lik zam teklifi reddedilerek masadan kalkıldı ve 25 Aralık’ta duyurulan grev kararının hâlâ geçerli olduğu söylendi.
Ya sendika yöneticileri?
Ancak işçi ve emekçiler için sendika yöneticilerinin bu açıklamaları belli şüpheleri beraberinde getiriyor. MESS’e sunulan ilk sözleşme taslaklarının yaşanan ekonomik gelişmelerle geçerliliği kalmadı. Taslağın revize edilmesi gerektiği söylenirken yapılan grev çağrısının, başarılı olsa bile, işçilerin insanca yaşayacak bir ücret talebini gerçekleştirebileceği oldukça kuşkulu. Türk Metal’in bu süreçte işten atılan Grup Atlantic işçisine sahip çıkmaması da sendika bürokratlarının söylediklerine olan güveni iyice azaltıyor.
Sendika bürokrasinin işçilerin değil kendi çıkarları için patronlarla anlaşması, Özak ve Uğur Tekstil işçilerinin de eleştirilerinden biri. DİSK Tekstil’e yaptıkları çağrı ile işçiler, sendika yöneticilerini işçilerin yanında olmaya davet etti.
Sendika bürokrasinin en çarpıcı örneği ise Özçelik-İş’in İSDEMİR’de 3 yıl sendikasız kalan işçilerin haklarına karşılık 17 milyon TL ödenek alması ve bu paranın işçilere değil sendikanın kasasına gönderilmesi oldu.
Tüm bu yaşananlar işçilerin yeni yılda da baskı ve kötü çalışma koşullarına maruz kalacağını gösteriyor. İktidarın ekonomiden çıkış rehberi değişmedi: Krizin faturasını işçi ve emekçilere yıkmaya devam ediyorlar. Patronlar, iktidardan aldıkları güçle işçi ve emekçilerin mücadelesini bastırmak için her yolu kullanıyorlar ve maalesef birçok sendikada bürokratların önceliği işçilerin hakları değil kendi sendikal kariyerleri.
Ama işçi ve emekçiler için mücadele yöntemi de belli: ayrı ayrı ilerleyen mücadeleleri birleştirmenin olanaklarını bulmak ve sendikalarda işçi demokrasisini gerçekleştirmek. Bu yolla, mücadele ile girilen 2022 yılında işçi ve emekçiler için insan onuruna yaraşır bir yaşam kurulabilir.
Yorumlar kapalıdır.