İş güvenliği, acil mücadele gündeminin başında geliyor

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) yayınladığı son rapora göre kasım ayında en az 164 işçi, 2021 yılının ilk 11 ayında ise en az 2.017 işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden emekçilerin 83’ü göçmen işçi. Ölümler en çok İnşaat/Yol, Büro/Eğitim, Tarım/Orman, Belediye/Genel işler, Taşımacılık, Konaklama, Metal, Gıda, Madencilik, Güvenlik, Çimento ve Enerji işkollarında yaşandı. İş güvenliğini hiçe sayarak kârlarına kâr katan patronlar, patronların arkasında durarak iş güvenliği önlemlerini denetlemeyen devlet ve bu iş cinayetlerini hedefine alan bir mücadele programı oluşturmayan her sendika, el ele bu bilançonun oluşmasına neden oluyorlar.

“Çalışırken ölmek istemiyoruz” diyoruz! İşçi sağlığı ve iş güvenliği için acil önlem alınarak ölümlerin durdurulmasını istiyoruz. Fakat her defasında görüyoruz ki bu sorun ne patronların insafına bırakabileceğimiz ne de devletin önlem alması için bekleyebileceğimiz bir sorun. Bu sorunu hedefine alan bir mücadele programımız olmaksızın sonuç almamız mümkün değil. Bu programın ilk adımı da, işyerlerinde işçilerin ve sendikaların denetiminde oluşturulacak işçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları olmalı.

Yine bir maden…

Bunlar olmadığında, madenlerde, fabrikalarda, şantiyelerde, hastanelerde, okullarda çalışma hayatımızın her alanında bu cinayetlerle yüz yüze kalıyoruz. Son olarak, İzmir Kınık’ta Polyak Madencilik’e bağlı madende alınması gereken önlemlerin alınmaması yüzünden bir patlama gerçekleşti. 45 işçi yaralandı. Polyak Madencilik pandeminin başında 750 maden işçisini ücretsiz izne çıkarmış ve geri kalan madencileri kampa alıp çalıştırarak gündem olmuştu. Madenlerde yaşanan bu kazalar, patronların kâr hırsından kaynaklanmaktadır. Madenlerin derhal işçi denetiminde kamulaştırılması, planlı bir üretime geçilerek, bütün işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması gerekiyor.

Protesto edenlere dava ile gözdağı

Öte yandan, Soma’da yaşanan katliam hâlâ hafızalarımızdayken ve tutuklu hiçbir sanık kalmamışken, katliamdan sonra Erdoğan’ı protesto edenlere olayın üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen dava açılıyor. Olaydan sonra Soma’ya giden ve burada “Bu işin fıtratında var” diyen Erdoğan protesto edilmişti. Aradan 6 yıl geçtikten sonra savcılık inceleme başlatarak, 2020 yılında 34 kişi hakkında hakaret ve görevi yaptırmama suçlarından dava açtı. Patronlara ödül gibi ceza verilirken, katliamı protesto edenlere gözdağı verir gibi davalar açılıyor.

Yaşanan iş cinayetlerini durdurmak için önlem alması gereken devlet, önlem almadığı gibi iş cinayetlerine karşı ses çıkaranları sindirmeye çalışarak, yeni ölümlerin önünü açıyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği işçi sınıfının acil mücadele gündeminin başında geliyor. Çalışırken ölmemek için, en temel hak olan yaşam hakkımızı korumamız için, sendikaların ve sınıf örgütlerinin acil talepler ekseninde bir mücadele programı oluşturarak, bu program çerçevesinde seferber olmaları gerekiyor.

Yorumlar kapalıdır.