Çocuk işçiliğine son! Çocukların özne olduğu bir yaşam istiyoruz!

Dicle ve Fidan… Biri 14, diğeri 15 yaşındaydı… Biri Diyarbakır’dan diğeri Urfa’dan çalışmak için Hatay’a gitmişti. Dicle çalıştığı narenciye fabrikasında elbisesini makinaya kaptırdı; Fidan’ın ise çalıştığı narenciye bahçesinde kaybolduktan sonra cansız bedeni bulundu. İkisi de çocuk! İkisi de çocuk işçi! İkisi de iş cinayetine kurban gitti.

Çocuk işçiler Türkiye’de güvencesiz, korumasız şekilde çalıştırılıyor. Emekleri sömürülürken aynı zamanda şiddete de uğruyorlar. İşçi sınıfının büyük bir çoğunluğunu oluşturan çocuk işçiler, bir taraftan da patronlar tarafından ucuz emek olarak görülüyor. Rakamlar bile net bir şey söyleyemiyor, dünyada çok işçi sayısı gün geçtikçe milyonları aşıyor.

Patronlar için ucuz emek olarak görülen çocuk işçiler, okullarını bıraktıkları için eğitim haklarından yararlanamıyor, bir taraftan da saatlerce çalışmaya terk ediliyor. Çocukların yeri fabrikalar, tarlalar, sanayi siteleri değil okullar olmalı. Çocuk işçiliği kapitalizmin ve rejimin gerçek yüzünü gösteriyor.

Türkiye’de 14 yaş ve altı çocuğun çalıştırılması yasak. Ancak TÜİK’in 2019 yılında yaptığı Çocuk İşgücü Anketi Sonuçlarına göre, 146 bini 14 yaş ve altı, 574 bini 15-17 yaş aralığında olmak üzere 720 bin çocuk işçi var. Bu çocukların birçoğu tarım, sanayi ve hizmet sektöründe çalıştırılırken, çalışan çocukların sadece yüzde 65,7’si eğitimine devam edebilmekte.

SGK kayıtlarına göre, 2013-2021 yılları arasında 102 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. İSİG Meclisi verilerine göre ise son 10 yılda 611 çocuk iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi, en az 210’u 14 yaş veya altındaydı.

Türkiye’de çocuk işçiliği çok küçük yaşlarda başlıyor. Çocuklar tarımda mevsimlik işçi olarak çalışırken, sokaktaysa ya mendil satıyor ya da cam siliyor. Son zamanlarda mevsimlik işçi olarak çalışan çocukların sayısında bir artış varken aynı zamanda bu artış tekstil ve sanayide de kendini göstermekte.

Göçmen çocukların ise durumu çok daha zor. Suriye’deki savaştan dolayı göç eden çocukların birçoğu eğitimlerine devam edemezken, merdiven altı tekstil atölyelerinde ucuz işgücü olarak uzun çalışma saatlerine maruz bırakılmaktalar. Tarımda ve sanayide çalışan göçmen çocuklar patronlar tarafından şiddete uğrarken bir taraftan da ücretlerini zamanında alamamaktalar. Her türlü ayrımcılığa uğrayan göçmen çocuk işçilerin tüm çocuk işçi ölümlerindeki oranı yüzde 10-12 aralığında.

Bugün çocukların okula aç gitmelerinin, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetmelerinin, okul terklerinin ve çocuk yoksulluğunun nedeninin bu kapitalist sistem olduğunu çok iyi biliyoruz. Devrimci Marksistler olarak “çocuk işçiliği” yasaklanmalı ve çocuk emeğinin sömürüsüne son verilmeli diyoruz. Devletin savaşlara değil çocuklara yönelik bir bütçe ayırmasını istiyoruz. O yüzden biz çocukların özne olduğu, kendi yaşamları hakkında birlikte karar aldığımız bir dünya istiyoruz.

Fotoğraf: Kerem Yücel

Yorumlar kapalıdır.