HDP’yi dövmenin dayanılmaz cazibesi

Rejim için “varlığına bir dakika dahi tahammül edilemeyen” bir parti HDP. Hakkında Anayasa Mahkemesi’nde devam eden bir kapatma davası da söz konusu. Terörün siyasi ayağı olmakla suçlanıyor, yıllardır. Öncülleri gibi kapatılırsa yerine bir yenisi daha kurulmasın diye “temelli” kapatılması dahi isteniyor. Ama Cumhur İttifakı’nda vücut bulan rejim, HDP ile ne yapacağına bir türlü karar veremiyor. Bu yüzden, anayasa değişikliği için görüşülen HDP bir hafta sonra “varlığına tahammül edilemeyen” bir parti haline gelebiliyor. 2023 seçimleri öncesi HDP için her ihtimal masada.

Peki, rejimin bu “ince” işçiliği neden?

HDP 2018 yılındaki son genel seçimde 5 milyon 867 bin 302 oy aldı. Yüzde 11,70 ile Türkiye’nin en büyük üçüncü partisi oldu. Kamuoyu yoklamalarına göre 2023 seçimlerinde oy oranını yüzde 15’e dek yükseltmesi, 8 milyon civarı oy alması şaşırtıcı olmayacak. HDP kapatılabilir ama bu seçmen ne olacak? Buharlaşacak mı? “İnce” işçiliğin nedeni işte bu! Cumhur İttifakı seçimlerde kaderini belirleyecek bu oy potansiyelini yanına çekmek, en azından “tarafsız” kılmak, sandıktan uzak tutmak istiyor.

Peki, rejim bunu nasıl yapacak?

Bir yol buzları eritmek olabilir. Öyle ya, “çıkar varsa düşmanlık yoktur!” İsrail, Suudi Arabistan, BAE, şimdi Sisi/Mısır, hatta sırada Beşar Esad. Bahçeli de onay verdi, dönülmez akşamın ufkundan pekâlâ dönülüverdi. Kürtlerle niye olmasın! Lakin liderlik düzeyinde bir sorun var. 2019 İstanbul seçimlerinde İmralı “tarafsızlık” çağrısı yapmış olsa da “seni başkan yaptırmayacağız” çizgisine devam eden Demirtaş “bağrımıza taş basıp” diyerek İstanbul’da 25 yıllık AKP saltanatının yıkılmasına yol açmıştı. Son olarak “mekikle Mars’a gönderseler” tavrının değişmeyeceğini ilan etti. Araştırmalara göre HDP seçmeninin yüzde 75’i de Demirtaş’ı takip etme eğiliminde. Yani buzlar erimeyecek.

O zaman döv, herkesi ortak et, Kürtleri küstür!

AKP-MHP, Kürtler olmasa hezeyan dolu salı grup toplantılarında konuşacak konu bulamayabilir. Kürt meselesi; ekonomik krizden mafyaya, işsizlikten enflasyona, eğitimden sağlık sistemindeki çöküşe, tarımdan çevresel yıkıma dek her şeyin üzerini örtebilecek bir şal vazifesi görebiliyor. İstiklal’deki terör saldırısı Suriye’nin kuzeyine sınır ötesi askeri harekât gerekçesi oldu bile. Ve bütün burjuva partiler hazır ola geçti. AKP-MHP dövüyor, CHP-İYİP ortak oluyor, Kürtler hepsine küsüyor! Yedi ay içinde kurulacak sandıklar öncesi AKP-MHP’nin umduğu tablo da bu olsa gerek! Millet İttifakı da tutumuyla, bir kez daha, bu tabloda yerini alma eğiliminde.

Şerden hayır çıkacaksa bu işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, gençlerin, kadınların kendi bağımsız seçeneğini yaratma iradesiyle mümkün. Bin nasihatten değerli günlerdeyiz…

Yorumlar kapalıdır.