Hükümet kaşıkla verip kepçeyle alıyor!
2023 yılı için belirlenen asgari ücretin ardından yapılan birtakım düzenlemelerle, hükümet kaşıkla verip kepçeyle alma politikasını sürdürdüğünü gösterdi. Asgari ücrette bir artış gerçekleşti. Ancak bu artış yalnızca göstermelik. Göstermelik olmasının tek nedeni de ülkedeki hiperenflasyon değil!
Patronlara servet transferi için asgari ücretli soyuluyor
Yeni asgari ücretin aylık brüt tutarı 10.008 lira. Yıllık toplam, yine brüt olarak 120.096 liraya denk geliyor. Ancak çeşitli kesintiler sonucunda asgari ücretlinin eline geçecek olan yıllık net tutar 97.901 liraya, yani yıllık brüt toplamın yüzde 81,52’sine denk düşüyor. 97.901 lira kaç dolar? 5434 dolar. Türkiye’de 2022’de kişi başına milli gelir tutarı 9.961 dolardı. 2023’te bu artacak. Bu şu anlama geliyor: 4527 dolarlık bu fark, patronlar zenginleşmeye devam ederken, işçilerin toplam zenginlikten aldığı payın giderek daha fazla daraldığı anlamına geliyor. Çalışanların neredeyse yüzde 60’ının asgari ücret veya ona çok yakın ücretlerde çalıştığı koşullarda, bu fark daha da hayati bir anlam taşıyor.
Söz konusu EYT, vergi dilimleri, insanca yaşamaya yetecek bir ücret olunca kaynak soranlar gözlerini buraya çevirsin: Kaynak, patronların ve hükümetin talanında.
Mevcut sefalet koşulları karşısında acil bir önlem olarak, asgari ücrette yapılan tüm kesintiler kaldırılsın ve işçilere brüt tutarın tamamı yatırılsın. Kesintiler işçilerden değil patronlardan yapılsın.
Vergide adalet!
Asgari ücretli soyuluyor da onun üzerinde bir ücret kazanan işçiler soyulmuyor mu? Hükümet bunu da garanti altına aldı. Yeni açıklanan vergi dilimlerine göre, 70 bin liralık kümülatif dilimin geçilmesinin ardından, işçiler yüzde 20’lik vergilendirmeye tabi olacaklar. Hükümet vergi dilimlerini olması gerektiği gibi revize etmiyor çünkü sendikalı işçinin ekonomik kazanımlarını ezmek ve böylece diğer işçileri sendikalaşmaktan soğutmak istiyor.
Yüzde 20’lik dilime girilmesini ifade eden 70 bin liralık vergi eşiği, mevcut brüt asgari ücretin 6,9 katı. 12 yıl önce, 2010’da, yüzde 20’lik vergi dilimine denk gelen tutar, o yılın brüt asgari ücretinin 11,5 katıydı. İşte bu aradaki fark, işçilerden çalınanlardır. Hükümet patronlara vergi affı üzerine vergi affı açıklamakta hiçbir sakınca görmüyor. Patronlara vergi afları layık görülürken, milyonlarca sendikalı işçinin örgütlenerek, mücadele ederek elde ettiği kazanımlarına vergi aracılığıyla el uzatılıyor.
Vergide adalet istiyoruz. Nedir bunun yolu? Kümülatif vergi matrahının ilk dilimi, mevcut brüt asgari ücretin yıllık tutarı seviyesine çıkarılmalı. Yani sendikalı işçi ocak ayında ne alıyorsa aralık ayında da onu almalı.
Kıdemde artış!
Hükümet ve patronlar uzun süredir işçilerin kıdem tazminatına göz dikmiş durumda. İşçilerin kıdem tazminatlarını savunması ve işyerlerinde bunun için seferber olması, onları kıdeme doğrudan doğruya saldırmaktan alıkoydu. Bunun yerine hükümet, kıdem tazminatını anlamsızlaştırmak için adımlar atmaya başladı. 2023 yılı için verilen kıdem tavanı kararı, işçinin kıdem hakkına büyük bir saldırı anlamına geliyor.
2022’de 15.371 TL olan kıdem tazminatı tavanı, 2023 için 17.904 TL’ye çıkarıldı. Artış yalnızca yüzde 16,5. Böylece kıdem tavanı, net asgari ücretin neredeyse 2 katına kadar inmiş oldu. Böylece işçilerin yıllarını vererek oluşturdukları birikimleri yok ediliyor, bu kaynaklar yine patronlara aktarılıyor.
Kıdem tazminatı tavanı, derhal 2023 yılı için belirlenmiş SGK tavanı olan 75.060 liraya çıkarılmalı. Kıdem tavanının SGK tavanıyla eşgüdümlü artmasını önleyen ve 12 Eylül darbesinin getirdiği yasal hükümler iptal edilmeli.
İşsizliğe son!
Elde ettikleri rekor kârları açıklamaktan gurur duyan patronlar, aynı zamanda asgari ücretteki artıştan da şikâyetçiler! Yalan söylüyorlar. Türkiye’de, çalışanlara asgari ücret verdi diye iflas edecek bir tane bile kapitalist yok. Neden yalan söylüyorlar? İşten atma dalgasına mazeret hazırlamak için.
Şimdi ücretlerin sözde yüksekliği bahane edilip işten çıkarmalar yapılmak istenecek. Birçok işyerinde kadrosuz, güvencesiz çalışma yaygınlaştırılmak istenecek. Yine birçok işyerinde asgari ücretin üzerinde kalan tutar işçilere elden verilmek istenecek.
Her işçinin iş güvencesi olmalı. İşten çıkarmalar yasaklanmalı. Kadrosuz, taşeron çalışma biçimi son bulmalı. Ücretler düşürülmeksizin çalışma saatleri kısaltılarak çalışmak isteyen herkese iş yaratılmalı.
***
Elimizde avucumuzda olanın sermayeye peşkeş çekilmemesi için, vergide adaleti ve kıdemde artışı kazanmak için, işsizliğe son vermek ve iş güvencesini sağlamak için sendikalarımızda ve komitelerimizde birlik olmalı; bu mücadele organlarımızı bir mücadele planı çerçevesinde taleplerimiz için hazır kılmalıyız.
Bizi yoksullaştıran ve alım gücümüzü yerle bir eden ekonomik krize karşı; bu ekonomik krizin faturasının işçilere ve emekçilere ödetilmek istenmesine karşı kendimizi koruyabileceğimiz önlemlerin hayata geçirilmesini ancak böyle sağlayabiliriz.
Yorumlar kapalıdır.