İDP’li adaylar kendilerini tanıtıyor: Deniz Kondil

İşçi Demokrasisi Partisi, Tek Adam rejiminden emek eksenli bir kopuş seçeneğinin yükseltilmesi için Türkiye İşçi Partisi (TİP) listelerinden seçimlere girme kararı aldı. Bu karar uyarınca İDP, kendi adaylarının tanıtımlarına da başladı. Aşağıda TİP listesinden İzmir 1. bölge milletvekili adayı olan, İDP üyesi ve Yemeksepeti depo işçisi Deniz Kondil’in kendini tanıttığı metni paylaşıyoruz.

***

Merhaba. Ben Deniz Kondil. 26 yaşındayım. Yemeksepeti işçisiyim ve İşçi Demokrasisi Partisi üyesiyim. Aynı zamanda TÜMTİS (Tüm Taşıma İşçileri Sendikası) üyesiyim.

Ben işçiliğe, bir kompozit alüminyum kaplama dükkânında 13 yaşımda başladım. Lisem bitene kadar Manisa Kent Park’ının inşaatında çalıştım. Annem bir ev işçisi, babam ise Vestel’de çalışan bir metal işçisi.

Yemeksepeti’nden önce, ben de babam gibi bir metal işçisiydim. Standart Profil ve Bosch fabrikalarında çalıştım. Metal işçisi olmadan önce ise Enka Plastik’te çalışıyordum.

Standart Profil’deyken sendikal örgütlenme faaliyeti içinde yer aldım. Patron, sendikalaştığımızı duyunca, fabrikaya, kendisinin daha iyi anlaşabileceği başka bir sendika, bir sarı sendika soktu. İşçilerin kendi seçtiği sendikada üye kalmayı sürdürdüğüm için işten çıkmaya zorlandım.

Bosch fabrikasında sözleşmeli olarak çalıştım ancak kadroya alınmayarak, orada da işime son verildi. 

Birkaç yıl önce Yemeksepeti’nde depo işçisi olarak çalışmaya başladım. Burada Yemeksepeti İşçi Komitesi’nin bir parçası olarak sendikal örgütlenmeye öncülük ettim.

Bizim hikâyemizi biliyorsunuz, değil mi? Yemeksepeti patronu bir gecede işkolumuzu değiştirerek bütün sendika üyeliklerini düşürdü. Taşımacılık işkolunda gözükmediğimiz için, Covid-19 aşıları sektörümüzün çalışanlarına açıldığında, pandemiyle en çok yüz yüze gelen işçiler olmamıza rağmen aşı olamadık. Daha sonra mücadele ederek aşı hakkımızı kazandık. Tıpkı sendikal çoğunluk tespitimizi mücadele ederek aldığımız gibi!

Ancak Yemeksepeti patronu sendikal çoğunluk tespitine itiraz etti. Şimdi binlerce Yemeksepeti işçisi olarak yıllardır, Türkiye mahkemelerinin sendikamıza hak ettiği yetkiyi vermesini bekliyoruz.

Biliyorum, Türkiye’de bizim gibi yüz binlerce işçi var.

Sendikalaşmaya öncülük eden işçiler derhal işten atılmakta. Sendika üyelerine baskılar yapılarak işçiler istifaya zorlanmakta. Sendikaların toplu iş sözleşmesi yetkisi almalarına yönelik uzun hukuki süreçlerden yararlanılarak sınıfımızın ücret ve sosyal hak talepleri baskılanmakta.

İşte bu nedenle, sendikalar ve toplu iş sözleşmesi yasalarında köklü değişiklikler talep ederek seferber olmamıza yardımcı olabilmek için adayım.

Bir sendikanın işyerinde yetki alabilmesi için işçilerin irade beyanı yeterli olmalıdır. Güvencesiz, sendikasız, esnek çalışmaya hep beraber dur diyelim. 

Üç vardiya çalışan işyerlerinde 6 saat işgünü ve 4 vardiya sistemi uygulanmasını savunarak, işsiz kardeşlerimize iş bulunması için hep beraber mücadele edelim.

Ücretlerimizin her üç ayda bir otomatik olarak gerçek enflasyon oranında yükseltilmesi için hep beraber mücadele edelim.

Başta kadınların ve gençlerin ücretlerinde olmak üzere, eşdeğer işe eşit ücret uygulamasının hayata geçirilmesi için mücadele edelim.

Saray rejiminden ve kapitalist sömürü düzeninden kopuş için Emekçiler Yönetmeli!

Yorumlar kapalıdır.