Okur mektubu: “Hiçbir kamu görevlimizi, çalışanımızı enflasyona ezdirmedik”

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi çalışanların Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri 2012-2013 yılından beri gerçekleşiyor. Her 2 yılda bir işveren (hükümet) ve çalışanlar (adına yetkili sendika) önümüzdeki 2 yılı belirleyecek olan görüşmeler için toplanıyor. Memur ve emekli maaşlarına yapılacak zamlar, sosyal haklar vb. konuların konuşulduğu TİS görüşmelerinde bugüne kadar 6 defa toplu sözleşme görüşmesi gerçekleşti. Ağustos ayında başlayan 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde 2024-2025 yılları için talep edilen zam pazarlığında anlaşma sağlanamamış ve Hakem Heyetine gidilmiştir.

Bu süreçte sendikalar farklı kalemlerde iyileştirmeler talep etmiştir. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

2024 yılı ilk çeyreği için yüzde 25, ikinci çeyreği için yüzde 10, üçüncü çeyreği için yüzde 15 ve 2024 yılı son çeyreği için yüzde 25 oranlarında zam. Yani yetkili sendika 3 ayda bir düzenli olarak zam talep etmektedir. Bunun yanında refah payı, kira yardımı, bayram ikramiyesi gibi yan haklar da TİS görüşmelerinde gündeme geldi. Emekli haklarında ve maaşlarında da belli iyileştirmeler de talepler arasındaydı. Ayrıca sendikalar, hizmet kolları nezdinde de birçok hak talep etmiş ancak birçoğu olumsuz sonuçlanmış ve konu yukarıda da bahsedildiği gibi Hakem Heyetine götürülmüştür.

Peki, hükümet ne teklif etmişti?

Maaş zamları konusunda memur ve memur emeklisine 2024’ün ilk altı ayında yüzde 15, ikinci altı ayında yüzde 10, 2025’in ilk altı ayında yüzde 6 ve ikinci altı ayında 5 artış teklif etti. Arada ne kadar fark olduğunu fark etmişsinizdir.

Özellikle son 2-3 yılda yaşanan yüksek enflasyondan dolayı, enflasyonun altında verilecek her teklif bir kazanım değil kayıptır, çünkü memur ve emeklinin aldığı zam enflasyonun altında ise bir önceki 6 ayda memur eksiye düşmüş ve kayıptadır denilebilir. Ve bu şekilde devam eden süreç ekonomik kaybın nasıl büyüdüğünün göstergesidir. Halbuki memurun talebi, kayıpların telafisi için resmi enflasyon oranları üzerinde zam yapılmasıdır. Yani çözüm enflasyon artı zamdadır.

Peki, kamudaki işçiler talep ettikleri birçok isteği alabiliyorken milyonları aşan memur ve emekliler neden her 2 senede bu tiyatroyu izliyor ve bizzat şahit oluyor?

Bunda en önemli etken kamu işçilerinin grev hakkının olması, memur sendikalarına ise bu hak tanınmadığı için yetkili sendikanın da bu sebepten elinin güçsüzlüğüdür. Memur-Sen sadaka alır gibi işvereni ne verdiyse onu kabul etmeye devam etmektedir. Ya da o ulu Hakem Heyetine gidilir ve o da hükümetin dediği rakamı ya hiç değiştirmez ya da artı 1-2 puanla geçiştirir ve bir sonraki toplu sözleşmeye kadar ah almaya devam eder.

Ve son olarak şu slogan atılır ve alkışlar patlar:

“Hiçbir kamu görevlimizi, çalışanımızı enflasyona ezdirmedik”

Yorumlar kapalıdır.