HMS Makina’dan bir işçi: “TİS’e müdahil olmalıyız”

Bir işçi kenti olan Manisa’da bulunan ve Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu HMS Makina’da toplu sözleşme sürecindeyiz. İhracat ağırlıklı çalışan ve çeşitli alanlarda üretim yapan fabrikada yaklaşık 400 kişi çalışıyoruz. Fabrikada ayrıca çıraklık eğitimi veriliyor ve yaklaşık 100-150 çırak haftanın 4 günü üretimde yer alıyor.

Fabrikaya sendika 11-12 sene önce girmiş. Ama fabrikanın sendikalı olmasına rağmen örgütlü olduğunu söylemek güç. Çıplak ücretler asgari ücret düzeyinde. Bir yılı dolduran işçilere yılda 4 ikramiye veriliyor. İkramiyeler 12 aya bölünerek maaşlara ekleniyor.

Bu maaşlarla geçinmek mümkün olmadığı için mesailere kalmak zorundayız. Mesai ücretleri ise yüzde 60 farkla ödeniyor. Yani sendikalı olan pek çok işyerine göre, mesai ücretlerimiz de oldukça düşük kalıyor.

Son toplu sözleşme 3 yıllığına kabul edilmiş. Maaşlarımızın asgari ücret düzeyinde olmasının sebebi de bu. Toplu sözleşmeler neredeyse bütün metal fabrikalarında 2 yıllığına imzalarken, Birleşik Metal’in burada 3 yıllık sözleşmeyi kabul etmesi oldukça düşündürücü.

Peki şu anki toplu sözleşme sürecinde ne durumdayız? Maalesef ne sendikanın ne de biz işçilerin iyi bir sınav verdiğimizi söylemek mümkün. Sendikanın hazırladığı taslağa ilişkin işçilere dönük bir bilgilendirmesi olmadı. Taleplerin kabul edilmemesi durumunda işçileri eylemlere, gerekirse greve götürecek bir hazırlık söz konusu bile değil.

Sendikanın hali buyken, biz işçiler ne yapıyoruz? Sendika ve işveren arasındaki pazarlığı kollarımızı bağlayıp izleyecek miyiz? Sorumluluğu sendikaya atıp mevcut sefalet koşullarını kabul mu edeceğiz?

İşyerinde sendika olması tek başına yeterli olmuyor. İşçiler olarak toplu sözleşme süreçlerinde aktif bir şekilde yer almalıyız. Kaderimizi sendika yönetimlerine teslim edemeyiz. Sendikalarımıza sahip çıkmalıyız. İnsanca yaşayacak ücretlere, çalışma koşullarına ancak bu şekilde ulaşabiliriz.

HMS Makina’dan bir işçi

Yorumlar kapalıdır.