Yerel seçimlerde emekçiler için lokantalar ve kreşler istiyoruz!

Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ediyorduk ve konu elbette siyasete ve oradan da doğruca ekonomik krize geldi. Ekonomik krize karşı aldığımız bireysel önlemler (nerede hangi ürün daha ucuz vs.) üzerine konuşurken mahallesinde belediye tarafından açılan kent lokantalarından bahsetti. Görece ucuz yani karşılanabilir ve kaliteli besinlerin sunulduğunu söyledi. DİSK-AR’ın son yayınlarına göre en yoksulların yıllık gıda enflasyonu yüzde 113 dolaylarında. Ekonomik krizin her geçen gün derinleştiğini ve dünya her geçen gün gıda tedariki konusunda güvencesizleşirken Türkiye’nin de bu güvencesizlikten etkilenen ülkelerin en başlarında geldiğini düşünürsek, oldukça değerli bir şey gibi geliyor bu kulağa.

Peki, bu kent lokantaları sadece pilot bölgelerde ve esasında mevcut belediye yönetimlerinin reklam amacıyla yürüttüğü projeler olarak mı kalmalı? Yoksa aslında her mahalle için talep edeceğimiz, gıda masraflarımızı düşürecek ve güvenli gıdaya ulaşımımızı sağlayacak birimler olarak mı gündemimize girmeli? Bizler için cevap net olmalı: Her emekçinin kolayca ulaşabileceği, başta emekçilerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde olmak üzere güvenilir, sağlıklı, denetlenebilir ve ulaşılabilir emekçi lokantalarını talep etmeli ve siyasetini yapmalıyız.

Bunun için güzel bir fırsat önümüzde duruyor. Hazır herkes belediye seçimlerinde sosyalistlerin alması gereken tutumları tartışmaya başlarken biz de her mahalleye emekçiler için lokantalar talebini belediye seçimi programımıza almalı ve bu talebi emekçilere taşımalıyız. Bu talep özellikle işçi kadınların yani hem evde patriyarkal sömürüye hem de işte kapitalist sömürüye tabi olan emekçilerin ihtiyacı dolayısıyla da acil bir talep olabilir. Zira tüm ev işleri gibi yemek yapmak da toplumsal olarak çoğu zaman kadınlara biçilen ve dayatılan bir rol.

Bu konu üzerine düşünürken, cinsiyetçi işbölümü nedeniyle kadınların çocuklar ve yaşlılar için sarf etmek zorunda bırakıldığı ev içi bakım emeğini de ele almak gerekiyor. Karşılığı ödenmeyen bu emek süreci ancak bu işlerin toplumsallaştırılmasıyla ortadan kaldırılabilir. Emekçi mahalleler başta olmak üzere emekçiler için her yerde açılacak kreşler ve bakımevleri bu yönde bir adım olabilir.

Bu iki talebin emekçi kitleler arasında yaygınlaştırılması için emekten yana partilere ve sendikalara çok büyük sorumluluklar düşmekte. Bu sorumlulukları ancak emekçilerin acil ihtiyaçlarını temel alan bir eylem programı çerçevesinde siyasete birlikte müdahele ederek yerine getirebiliriz.

Yorumlar kapalıdır.