Haiti emekçi halkı emperyalist işgale ve çetelere karşı mücadele ediyor

Haiti’de başkent Port-au-Prince’te 12 Mart’tan bu yana silahlı gruplar ile devlet güçleri arasındaki çatışmalar yoğunlaştı. Bu şiddet dalgası, ekim ayında Amerikan emperyalizminin, BM’de Haiti’ye uluslararası işgal güçlerinin gönderilmesine yönelik 2600 sayılı kararın çıkarılmasına öncülük etmesinin ardından ortaya çıktı. Büyük silahlı çeteler başkentin yüzde 80’ini kontrollerinde tutuyorlar, Başkanlık Sarayı’na ve havaalanına saldırı gerçekleştirdiler, ülkenin en büyük hapishanesinden 3 bin mahkûmu serbest bıraktılar. Tüm bunlar olurken, ABD emperyalizminin desteklediği de facto başbakan Ariel Henry ise ülkesinin yabancı güçlerce işgalini örgütlemek için uluslararası bir tur kapsamında yurtdışındaydı.

Haiti tarihi, Fransa ve ABD başta olmak üzere Batılı emperyalistlerin insanlığa karşı işlediği suçlarla, emperyalizm destekli darbelerle, yabancı işgallerle dolu. 2004 ve 2017 yıllarında onlarca yabancı gücün silahlı müdahalesiyle ülke, iyice istikrarsızlaşıp çetelere teslim edildi. Meksika uyuşturucu çeteleriyle işbirliği içindeki Haiti çeteleri, ABD’den elde ettikleri silahlarla emekçi halkı bir şiddet sarmalına soktular. Sadece 2023 yılında 4 bin kişi öldürüldü, 3 bin kişi kaçırıldı ve 100 bini aşkın insan ise yerinden edildi. Çeteler ile emperyalizm destekli yönetim arasında sıkışan emekçi halk, aynı zamanda derin bir ekonomik bunalım ve yoksulluk içinde bulunuyor. Ülkede günlük asgari ücret sadece 4 dolar civarında. Şiddet yüzünden tarımsal üretim durma noktasında ve açlık sorunu giderek büyüyor. Oligarklar ile yönetim ise bu kriz koşullarında Karayipler Petrol Birliği’ne 500 milyon dolarlık bir ödeme yaparak yolsuzluk ve irtikap şüphelerini üzerine çekti.

Amerikan ve Avrupa emperyalizminin bir projesi olarak şubat ayında Kenya öncülüğünde Karayipler’in sözde demokratik ülkelerinin Haiti’yi işgal etme planları devreye sokuldu. Dış müdahaleye karşı Haiti emekçi halkıyla dayanışma içinde olmak hayati öneme sahip. Emperyalistler ile onların maşalarına Haiti’de yer yok. Her halk gibi Haiti halkı da kendi kaderini tayin etmelidir. Bağımsız ve özgür bir Haiti’ye giden yol, ancak emperyalizmin pençesine düşüren dış borçların iptal edilmesinden ve Fransa-ABD başta olmak üzere Haiti tarihinde affedilmez insanlık suçları işleyen emperyalistlerin tazminat ödemelerinden geçiyor.

Haiti yönetimi ise emekçi halk düşmanı, yolsuzluğa batmış ve emperyalizmin güdümünde bir yönetimdir. Haiti emekçi halkının Amerikan emperyalizminin desteklediği Ariel Henry’ye karşı mücadelesini, aynı şekilde silahlı çetelere karşı mücadelelerini de desteklemek zorunlu: Ne Henry ne çeteler!

Yorumlar kapalıdır.