1 Mayıs 2024: Kemer sıkma önlemleri sertleşirken, birlik ihtiyacı derinleşiyor

1 Mayıs 2024, sendikal bürokrasilerin çıkarlarının ve ikameci siyasi anlayışların bir sonucu olarak, Türkiye işçi sınıfı ile emekçileri açısından parçalı ve bölünmüş bir tablo koydu ortaya. Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu olan Türk-İş, 1 Mayıs’ı Bursa’da kutlarken, Hak-İş Konfederasyonu ise 1 Mayıs’ı Kocaeli’de kutlamayı tercih etti. DİSK ile KESK ise İstanbul’da, Saraçhane’ye çağrı yaptılar.

Kapitalist ekonomik krizin derinleştiği, Erdoğan ile Mehmet Şimşek öncülüğündeki kemer sıkma politikalarının sertleştiği, asgari ücrete ara zam yapılmayacağının açıklandığı, kamu sektörü ile emeklilerin gerçek enflasyon oranının altında bir zam alarak sefalet ücretlerine mahkûm olduğu mevcut durumun karşısında, 1 Mayıs 2024’te işçi hareketinin mevcut önderliklerinin birlikçi ve mücadeleci bir alternatifin yaratılmasından bilinçli bir şekilde kaçınmış olmasının sonuçları, yeni mücadeleler yaklaşırken ağır olacaktır.

Bunun nedeni, işçi hareketinin mevcut bürokratik önderliklerinin, birbirlerinden ayrışan ve işçi-emekçi kitlelerin en acil ve yaşamsal çıkarlarından farklılaşan çıkarlarında yatmakta. Türk-İş ile Hak-İş’in yalnızca 1 Mayıs için farklı illeri işaret etmelerinin değil, ancak kendi mitinglerinde sınıf temelli değil, milliyet temelli bir birlikçiliğe vurgu yapmış olmalarının altında, bu çıkarlar yatmaktadır.

DİSK ise, 1 Mayıs 2024’ün örgütlenme hazırlıklarının başladığı ilk andan itibaren, hem CHP’nin ihtiyaçlarına odaklanan, hem de bilgi alışverişinin dahi yapılmadığı sekter bir politika izledi. İstanbul’un işçi sınıfı ile emekçi sınıflarının kitlesel, mücadeleci ve birleşik bir 1 Mayıs’ını inşa etmeye çalışmak yerine, acil ekonomik sorunların yakıcılığı karşısında mekan tartışmasını suni bir biçimde gündemleştirerek, işçi sınıfına yönelik sendikal sorumluluklarını yerine getirmekten kaçındı.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Orta Vadeli Programın (OVP) uygulayıcıları ve ekonomik enkazın sorumluları olarak görülenler ağır bir şekilde cezalandırılmışken, bu 1 Mayıs’ta, Türkiye’nin en büyük işçi-emekçi kenti İstanbul’da OVP’ye yönelik patron partilerinden bağımsız bir siyasal alternatifin öne sürülememiş olması, 1 Mayıs 2024’ün bilançosunun en olumsuz taraflarından birisini oluşturuyor.

İstanbul 1 Mayıs’ının CHP’nin gölgesinde geçmesinin en vahim sonucu, Saray rejiminin Mehmet Şimşek eliyle uygulamakta ve hazırlamakta olduğu yeni kemer sıkma politikalarına işçi-emekçilerin cephesinden bir yanıt üretilmemesi oldu. Zira CHP ve düzen muhalefetinin diğer unsurları, rejimin OVP’de açıkladığı önlemler ile uygulamaları desteklemekte.

Saray rejiminin, düzen muhalefetinin ve patronların OVP’sine karşılık bağımsız bir işçi-emekçi alternatifinin bu 1 Mayıs’ta sahneye konamamasının bir diğer önemli nedeni de, hem DİSK’in hem de ikameci siyasi anlayışın, Taksim Meydanı tartışmasını, sınıfın acil gündemlerinden kopuk bir şekilde, sekterce, sosyalist ve emekçi kamuoyuna dayatması oldu. Taksim tartışmasının vardığı nokta, Saraçhane’de CHP’yle yapılan sınıf işbirliği sonucunda, mücadele günü 1 Mayıs’ın CHP’nin siyasi manevra ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kurgulanması ve rejimin kemer sıkma politikalarına hiçbir yanıt üretilmemesi oldu.

İşçi Demokrasisi Partisi olarak, İstanbul, Saraçhane ve Bursa’nın yanı sıra, Manisa’da seferber olduk. Manisa’daki siyasi ajitasyonumuz ile talepler ve sloganlarımızın temelini Mehmet Şimşek’in kemer sıkma politikalarına karşı mücadele, OVP’ye karşı işçi sınıfının en yakıcı ihtiyaçları ve Filistin Direnişi oluşturdu.

1 Mayıs 2024’ün bilançosunu önümüze koyduğumuzda, rejimden ve patronlardan bağımsız bir Emek İttifakı’nın inşa edilmesi şeklindeki önerimizi, buradan bir kere daha ifade etmenin zorunlu olduğunu görüyoruz. Kemer sıkma politikalarının sertleşeceği önümüzdeki günlerde işçi sınıfı ile emekçilerin kazanımlarını, ücretlerini ve sosyal haklarını koruyabilmek ve emeğin milli gelirden aldığı payı muhafaza edip artırabilmek için, birleşik mücadele gücümüzü ortaya koyacak bir Emek İttifakı’nın yaratılması, artık daha fazla ertelenemez bir görev olarak karşımızda duruyor.

Patronlar, kendilerinin sorumlusu olduğu ekonomik krizin faturasını işçi sınıfına ve emekçilere kesmek isterken, bunun önüne geçebilmek ve krizin faturasını patronlara ödetebilmek için, 1 Mayıs 2024’te yükselttiğimiz talebi, bir kere daha vurgulama ihtiyacı hissediyoruz: Emekten tasarruf olmaz! Ücretlere 3 ayda bir gerçek enflasyon oranında zam!

Yorumlar kapalıdır.