Fransa: Le Pen’in yenilgisinden eşi görülmemiş hükümet krizine

Fransa’da siyasi bir felçle birlikte belirsizlik hakim ve eşi benzeri görülmemiş bir hükümet krizi yaşanıyor. Macron, Avrupa seçimlerinde Le Pen ve aşırı sağa verilen tepki oylarıyla (yüzde 34) büyük bir yenilgi aldıktan sonra (yüzde 15’e bile ulaşamadı), 10 Haziran’da Ulusal Meclis’i feshetti ve krizi aşmak için parlamento seçimleri çağrısında bulundu. Ancak mevcut durum, Macron’un başarıya ulaştığını göstermiyor. Günler geçiyor ve yeni bir hükümet kurulamıyor. Ayrıca 28 Temmuz’da Paris’te Olimpiyatlar başlayacak.

Milletvekili seçimleri, zayıflayan Macron’la yönetimi paylaşacak bir başbakanın atanmasını sağlamak için gereken 289 milletvekili ile mutlak çoğunluğu sağlayan bir blok oluşturmadı. Ancak hiçbir anketin öngörmediği büyük seçim sürprizini aşırı sağ yaptı. Seçimleri kazanmayı ve hükümete ulaşmak için mutlak çoğunluğu elde etmeyi bekleyen Marine Le Pen, beklenmedik bir seçim yenilgisi yaşadı. İlk turda kazanırken, ikinci turda üçüncü sırada yer aldı.

Yeni Halk Cephesi (NFP), Macron’un partisi ile “cumhuriyetçi cephe” olarak adlandırılan bir anlaşma yapmıştı; bu, her seçim bölgesinde üçüncü adayın ikinci turda, birincisi aşırı sağdan olduğunda çekilmesini öngörüyordu. NFP’nin sol kanadı için siyasi bedel, Macron’un ikinci sıraya yükselmesine yol açarak seçimlerde kaybettiği gücü yeniden kazanmasına izin vermekti.

Yeni Ulusal Meclis’te ilk sırayı, şu ana kadarki resmi nihai sonuçlara göre 153’ten 182 milletvekiline yükselen Yeni Halk Cephesi (NFP) aldı. Emmanuel Macron’un resmi partisi Ensemble (Birlikte), önceki sahip olduğu 250 milletvekilinden oldukça az olan 168 milletvekili ile ikinci sırada yer aldı. Üçüncü sırada ise 143 milletvekili ile Le Pen’in Ulusal Birlik’i (RN) yer aldı. Aşırı sağ birinci sırayı koruyamasa da büyümesini sürdürdü; daha önce 88 milletvekili vardı ve herhangi bir ittifaka katılmadığı için en çok oy alan siyasi partiydi.

Böylece, 8 Temmuz tarihli açıklamamızda da belirttiğimiz gibi, Fransa ve dünya aşırı sağının kutlaması kursaklarında kaldı. Sevinenler bu sefer ülkenin dört bir yanında Filistin bayraklarıyla ve İsrail’in soykırımını protesto eden pankartlarla sokaklarda kutlama yapan binlerce işçi ve gençti. Ayrıca bu; Meloni, Vox’tan Abascal, Milei, Bolsonaro veya Trump’ın aşırı sağına karşı çıkan milyonlarca kişi için bir kutlama sebebiydi.

AB’nin ikinci büyük kapitalist gücünün siyasi çıkmazı

Mantıken Fransız aşırı sağı sadece bir seçim darbesi aldı. Kesin yenilgileri ise işçilerin ve mücadeleci gençliğin seferberliğinden gelecektir. İktidardayken kemer sıkma politikaları uygulamış Sosyalist Parti’nin (PS) de içinde yer aldığı Yeni Halk Cephesi’nden (NFP) hiçbir beklentimiz olamaz. NFP’de ayrıca Jean-Luc Melenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa’sı (LFI), Komünist Parti (PC) ve sendika liderlikleri de yer alıyor. Hiçbiri 2023’te Macron ve emeklilik reformunu yenmek için mücadeleyi sonuna kadar götürmedi. Örneğin, milyonlarca kişinin sokaklarda olduğu bir dönemde genel grev çağrısı yapmayı reddettiler.

Şimdi NFP, seçimdeki zaferini kullanarak başbakanlığı elde etmek ve ülkeyi altı yıldır işçi sınıfına, gençliğe ve halkın diğer kesimlerinin zararına bir yönetim olan Macron hükümeti ile birlikte yönetmek için müzakere ediyor. Bu, çokuluslu şirketlere hizmet eden yeni bir sınıf işbirliği hükümeti olacaktır. Peki bu durumda, NFP’nin Macron’un birçok emek düşmanı tedbirini geri çekme sözü verdiği programından geriye ne kalacak?

Ancak, şu ana kadar yeni bir hükümetin oluşturulması sonuca bağlanamadı. Mevcut duruma kriz hâkim. Macron, “kimse kazanmadı” diyerek provokatif bir mektup yayımladı. Bu, kendini kazanan olarak gören NFP tarafından reddedildi. De Gaulle tarafından kurulan Beşinci Cumhuriyet’in 1958 Anayasası’na göre, cumhurbaşkanı başbakanı kendisi seçip atayabilir. Ancak burjuva demokratik geleneği, bunun parlamentoda en fazla milletvekiline sahip partiyle müzakere edilerek yapılmasına dayanıyor. Bu siyasi kriz Fransa’da eşi benzeri görülmemiş olarak kabul ediliyor. Macron’un NFP’yi bölmeyi ve eski başkan ve şimdiki milletvekili François Hollande tarafından yönetilen PS’nin sağ kanadıyla anlaşmayı amaçladığından şüpheleniliyor. Ayrıca NFP de bir öneri üzerinde anlaşamıyor. NFP’nin en çok milletvekili kazanan kolu olan Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) ve başkanı Melenchon, başbakan adayını kendileri ve Komünist Parti ile ittifak içinde koymalarını istiyor. Boyun Eğmeyen Fransa bu yüzden müzakerelerden çekildi.

Fransız rejiminin zirvelerindeki bu karışıklık, Avrupa Birliği’nin (AB) Almanya’dan sonra gelen ikinci kapitalist ekonomisinin ve dünyanın en büyük emperyalist güçlerinden birinin içine düştüğü siyasi krizin boyutunu göstermektedir. Fransa’da siyasi olarak her şey olabilir. Krizin ciddiyeti budur. Sonunda, zayıflığına rağmen Macron reformist sol ile hükümet kurabileceği gibi NFP veya Le Pen tarafından parlamenter bir çıkmaz veya başkanlık vetosu olabileceği ve nihayetinde Macron’un istifa etmek ve 2027’de planlanan başkanlık seçimlerini erkene almak zorunda kalabileceği bir durum bile olabilir.

Siyasi krizin toplumsal nedenleri

Siyasi kriz, Macron hükümetine ve önceki Gaullist (Sarkozy) veya sosyal demokrat (Hollande) hükümetlerin, kitlelerin hayat seviyelerinde büyük bir düşüşe yol açan patron yanlısı politikalarına dönük tepkiyi gösteriyor. Siyasi kriz, keskin ekonomik ve sosyal krizin bir ifadesidir. Örneğin, Fransa’da 4.600.000’den fazla insanın zor durumda yaşadığı tahmin edilmektedir. 330.000 kadar evsiz ve 15.400.000 kişinin yoksulluk riski altında olduğu tahmin edilmektedir.

Geleneksel burjuva siyasi partilerine olan inançsızlık, aşırı sağın seçimlerdeki yükselişini de açıklıyor. Bu seçim fenomeni, kapitalist emperyalizmin çöküş ve krizinin bir ifadesi olarak dünyanın diğer bölgelerinde de kendini gösterdi.

Ancak Fransa’daki sosyal krizin en önemli ifadesi; işçi, genç ve halk mücadelelerinin büyümesidir. Hayat pahalılığına karşı Sarı Yelekliler hareketinden (2018) Filistin halkını destekleyen öğrenci-gençlik kamplarına ve yürüyüşlerine (2024), emeklilik reformuna karşı önemli grev ve işçi gösterilerinden (2023) ekonomik krizden zarar gören tarım sektörünün seferberliğine kadar birçok mücadele gerçekleşti.

Hükümetteki belirsizlikten kaynaklanan mevcut krizin konjonktürel sonucunun ötesinde temel toplumsal kriz ne sınıf işbirlikçiliğiyle kurulacak yeni bir hükümetle ne de, yasa gereği bir yıl içinde yeni milletvekili seçimleri yapılamadığından, yeni başkanlık seçimleriyle çözülebilir.

İşçi sınıfı ve gençliğin yolu; ücretlerin ve emeklilik hakkının savunulması, göç yasalarına karşı durulması, sağlık ve eğitim gibi kamu sektörlerinin savunulması ve Filistin halkının savunulması için yeniden seferberliklere girişmek olmalıdır. Ve temelden gerçek bir değişimi sağlayacak bir işçi hükümetine ulaşmaktır.

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak, bu görevler için, özellikle Troçkizm’i sahiplenen güçler başta olmak üzere, solun sınıf bağımsızlığı temelinde antikapitalist ve sosyalist yeni bir politik alternatif oluşturmak için biraraya gelmesinin hayati olduğunu düşünüyoruz.

17 Temmuz 2024

Yorumlar kapalıdır.