Böcekler, tasarruf önlemleri ve belediyelerde emekçi denetimi
İstanbul’da 16 milyon insan yaşıyor. Ülke nüfusunun beşte biri bu şehirde yaşarken, İstanbul dünyanın en fazla insan barındıran şehirlerinden birisi. Kayıtlı, kayıtdışı çalışan işçiler, öğrenciler, göçmenler… Tabii insanın, denizin, ağacın, temiz ve kirli su tesisatının, koca üretim tesislerinin ve devasa boyuttaki tüketimin içerisinde yaşayan yalnızca insanlar değil. Bu şehirde yaşayan oldukça fazla sayıda börtü böcek mevcut.
İstanbul’da yaşamak zor. Kira, trafik, kalabalık… Bu şehir oldukça masraflı. Bu masraf börtü böcek popülasyonu için geçerli değil tabii. Onlar yolunu bulup yaşıyor. Her yaz, havaların da ısınması ile börtü böceklerin sayısında dramatik bir artış yaşanıyor. Sağda solda, evde, işyerinde hamam böceğinden sivri sineğe çeşit çeşit haşaratla karşılaşıyoruz.
Börtü böceğin yaşam hakkına saygı duyuyorum, fakat çeşit çeşit hastalık var, insan uzak durmak istiyor. Biz de evimizde karşılaştığımız böcek baskınları ile bireysel olarak mücadelede yetersiz kaldık. Tam da bu sebeple yaşadığımız ilçenin belediyesini arayıp ilaçlama konusunda destek istedik. Belediye görevlisi ile görüşmem ise beni epey şaşırttı. Görevlinin verdiği bilgiye göre geçen ay belediyenin almış olduğu bir karar ile ücretsiz böcek ilaçlama hizmeti rafa kaldırılmış. Artık belediye, vatandaşların bu türden taleplerini ücreti mukabilinde gerçekleştirecekmiş. Sebebini sorduğumda ise görevli, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri genelgesi kapsamında bu türden hizmetlerde kısıtlamaya gidildiğini ifade etti. Söz konusu belediyenin, “sosyal demokrat” kimliğini arada hatırlatan CHP tarafından yönetildiğini de not düşelim.
Bu sayfalarda defalarca kez emekten tasarruf olmayacağını, tasarrufun emekçiler lehine olması gerektiğini yazdık. Zira milli gelir pastasından oldukça düşük pay alan emeğin daha da zorlanması ne ülkedeki ekonomik durumu kurtarabilir ne de emekçilere bir refah sunabilir. Aksine, milyarlarca dolarlık vergi borçları silinen sermayedar kuruluşlarından yapılacak bir tasarruf pekâlâ ekonomik krizin aşılmasında bir adım olabilir. Hükümet tarafından açıklanan tasarruf önlemlerinin de yeni vergiler ve emekçilerin sırtına bindirilen yüklerle bile komik bir meblağ oluşturduğunu unutmayalım. Yani hem emekçilerin tasarruf tedbirlerini uygulayacak bir birikimi yok hem de -aksine- sermayenin devasa birikimine tasarruf namına dokunan da yok.
Sosyal demokrat olduğunu iddia eden belediyeler de merkezi hükümet kararlarını aşamadıklarını iddia edip kemerleri daha da sıkıyor. Gerçi CHP şu an iktidara gelse farklı bir ekonomi politikası izleyecek gibi de durmuyor.
Öte yandan, böcek ilaçlamasından erişilebilir yeşil alanlara kadar emekçilerin belediye ve benzeri kurumlardan ücretsiz olarak faydalanması gereken kamusal hizmetlerin ücretli hale getirilmesi ise kabul edilemez. Nitelikli ve ücretsiz kamusal hizmetler; su, elektrik gibi faturalandırılan ihtiyaçlar ücretsiz olmalı, belediyelerin bütçeleri kamu yararına kullanılmalıdır. Yerel seçimlerde TİP listelerinden aday olan İDP’li yoldaşların kampanyalarında sıklıkla belirttiği üzere, belediyeleri de ülkeyi de emekçiler yönetmeli. Belediye bütçelerini emekçiler oluşturmalı ve denetlemeli. Öyle ya, evdeki börtü böcek de maaşının yarısından fazlasını kira ve faturalara veren emekçilerin sorunu; rant için belediyenin koltuklarını işgal eden sermaye savunucularının değil. Parlamentoda, belediye meclislerinde ya da hayatımız hakkında karar alınan herhangi bir yerde emekçilerin sözü, yetkisi, denetimi yoksa emekçiler için müreffeh bir hayat da yok.
Yorumlar kapalıdır.