13 Mayıs’ta kamuda tasarruf tedbirleri açıklandı. Tedbirlerin merkezinde kamu harcamalarının kısıtlanması duruyor. Bu tedbirler ile 100 milyar TL’lik bir masraf düşüşü öngörülüyor. Tedbirlerin kapsamı memurların yol, yemek gibi ihtiyaçlarını da içeriyor. Bazı kurumlarda servisler kaldırılıp yerine otobüs ücreti verileceği belirtiliyor. Başka önemli maddelerden biri de kamuda işe alım meselesi. Özellikle öğretmenler için yazılan, emekli olan kişi sayısı kadar atama yapılacağı.
Ama söz tasarruftan açılmışken sormak gerekiyor: Bakanların toplanıp bir otobüsle 23 Nisan törenine gitmesi tasarruf olarak gösterilirken, otobüsün arkasından bütün bakanların konvoylarının gelmesi tasarrufun neresinde duruyor? Yapılan, araçları kullanmayarak tasarruf yapmaktan çok konvoylara bir de otobüsü ekleyerek daha fazla maliyet çıkarmak oluyor. Ya da Mehmet Özhaseki’nin şehirlerarası otobüse binmesi tasarruf olarak gösteriliyor, onun yanında binen onlarca insanın varlığı tedbirin dışında kalıyor. Göstermelik olarak, koruma görevindeki polislerin ufak bir kısmı geri çekiliyor.
Ya da büyük şirketlere vergi afları yapılıp tek kuruş vergi ödemeleri engellenirken, tasarruf nerede yapılmış oluyor?
Yap-İşlet-Devret hastane, köprü, otoyollar vb. için ödenen paralar tasarrufun neresinde kalıyor?
Yüzlerce araç, helikopter, uçakla gezen iktidar mensupları için tasarruf nerede?
Kur korumalı mevduatlara, faiz ödemelerine harcanan yüz milyarlarca TL tasarrufun neresinde duruyor?
Tasarruf, işçinin servisini iptal etmekle mi olacak? Açlık sınırının yarısı kadar maaş alan emeklileri bu yoksulluğa mahkûm ederek mi? İşçilere açlık sınırında maaş vererek mi? Yıllardır atama bekleyen öğretmenlere, emekli olan kadar sayıda atama yapılarak mı?
İktidarın açıkladığı tasarruf tedbirleri, halka uygulanan kemer sıkma politikasına dair bir göz boyama tedbirleridir. Bu tedbirlere uyulmayacağı gün gibi açıktır. Bakanlıklar bile bunların açıklanacağını bilmiyorlar mıydı ki düne kadar harcamalarını tek kuruş azaltmadılar? 2021 yılında benzer maddeler üzerinden açıklanan tasarruf tedbirlerine hiç uyulmadığı çok açık. Bugün bu tedbirlere uyulacağına dair de en ufak bir inanç görülmüyor.
Kamunun gereksiz masraflarının kısılmasına dair açıklanan bu tedbirler bir yandan keyfe keder harcanan milyarlarca TL’yi gözler önüne seriyorken bir yandan da iktidarın şatafatlı yaşantısını bizlere gösteriyor. Bu tedbirlerin hiçbir gerçekçiliğinin olmadığı ve açıklanan miktarların, bütçe ve harcamalara göre devede kulak olduğu açık. Sermayeye para aktarmaya ve zenginliklerini artırmaya devam eden Saray rejimi bugün de kemer sıkma politikaları ile işçinin üzerinden açığı kapatma derdindedir.
Bu tedbirler kullanılarak özel sektörde çalışanların üzerinde de büyük bir tehdit unsuru olacağı aşikar. Bir yandan maaşlara zam yapılmaması için de bir baskı unsuru olarak kullanılacaktır. Sendika ve emekten yana kurumların, vergi yükü ve açlık sınırındaki maaşlarla ezilen işçiler ile beraber güçlü ve örgütlü bir seferberlik örmesi gerekir.
Emekten tasarruf olmaz. Kaynaklar emekçiler yararına kullanılmalı. Tasarruf emekten değil, sermayeden yapılır!
Yorumlar kapalıdır.