Bulgaristan: Büyük seferberlikler hükümeti düşürdü
Bulgaristan, kasım ayının ortalarından bu yana ve Avrupa genelinde büyüyen grev dalgasının ortasında, 1990’dan bu yana en büyük seferberliklere sahne oldu. Bu kez mücadele, hükümetin vergi artışı ve bireysel emeklilik ile sosyal güvenlik primlerinde artışın yanı sıra emekçi halka yönelik kesintiler içeren bütçe önerisine karşı verildi. Kamu çalışanlarına son derece yetersiz bir zam öngörülürken, güvenlik güçlerine ortalama çalışanların çok üzerinde büyük bir maaş artışı bahşediliyordu. Hükümetin hedefi, 1 Ocak 2026 itibarıyla ulusal para birimi levadan vazgeçip avroya geçmek için bütçeyi onaylamak ve böylece 2007’den beri üyesi olduğu Avrupa Birliği’nin ardından Euro Bölgesi’ne de katılmaktı.
Bütçe karşıtı seferberlikler, hükümetin saldırısı altındaki sosyal hakları savunma konusunda Bulgaristan halkının büyük kararlılığını ortaya koyuyor. Euro Bölgesi’ne 2026’da girişin daha fazla ekonomik istikrar ve daha iyi bir yaşam kalitesi getireceğine dair vaatler; işten çıkarmalar, barınma sorunu, yüksek ürün fiyatları, düşük ücretler ve baskıyla karşı karşıya kalan Avrupa’nın emekçi halkının kötüleşmiş yaşam koşullarına bakıldığında havaya uçup gidiyor.
Bulgaristan, 1945’ten itibaren Doğu Avrupa’da Stalinist komünist partiler tarafından yönetilen ülkeler bloğunun bir parçasıydı. 1989’dan sonra ülkede kapitalizm restore edildi ve o tarihten bu yana, basını ve ekonomiyi kontrol altında tutan yolsuz oligarklarla bağlantılı partiler tarafından yönetiliyor. Bu partiler yıllar boyunca sert kemer sıkma politikaları uygulayarak işçileri ve halk kesimlerini yoksullaştırdı.
Seferberliğin nedenleri, yaşam koşullarındaki kötüleşme ve ekonomik krizin etkilerinde yatıyor. Avrupa Birliği’nin en yoksul ülkesi olan 6,5 milyon nüfuslu Bulgaristan’da yoksulluk riski yüzde 21,7’ye ulaşmış durumda ve bu oran 18 yaş altındakilerde yüzde 28,2’ye çıkıyor. Konut maliyetlerindeki sürekli artış, barınmayı giderek daha erişilmez hale getiriyor. Bulgaristan, yüzde 15,5 ile konut maliyetlerindeki artışın en yüksek olduğu AB ülkeleri arasında Portekiz’den sonra ikinci sırada yer alıyor.
Siyasal rejimin içindeki yolsuzluğa karşı talepler de seferberliğin merkezinde yer almakta. En çok dile getirilen taleplerden biri, kukla hükümeti yönlendiren güçlü figürler olarak görülen Boyko Borisov’un ve Delyan Peevski’nin reddedilmesi. İktidardaki sağcı GERB partisinin (Bulgaristan’ın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar Partisi) tepki toplayan lideri Boyko Borisov; önceki Stalinist rejim döneminde polis memurluğu yapmış, 2009-2013 yılları arasında (ve başka birçok kez) başbakanlık görevinde bulunmuş bir isim. Kendi döneminde otoriter ve yolsuz bir hükümet altında muhalefeti ve bağımsız gazeteciliği bastırırken, Bulgaristan’ın AB’ye katılmasını da desteklemişti. Delyan Peevski ise ABD ve Birleşik Krallık tarafından yolsuzluk nedeniyle yaptırıma tabi tutulmuş, medya patronu bir oligark ve Bulgar parlamentosunda milletvekili. Bir ankete göre anket katılımcılarının yüzde 80’inden fazlası, seferberliğin Boyko Borisov ve Delyan Peevski ile şahsen özdeşleştirilen yönetim modeline karşı bir sivil ayaklanma olduğunu belirtiyor.
Sendikalarıyla birlikte işçilerin, öğrencilerin ve Z Kuşağı olarak tanımlanan gençliğin katıldığı kitlesel seferberlikler ilk kazanımını elde etti ve geçen 11 Aralık’ta Başbakan Rosen Zhelyazkov’un istifa etmesini sağladı. İstifasından önce Zhelyazkov, tartışmalı bütçeyi geri çekeceğini bir manevra olarak duyurmuştu; ancak bu hamle başarısız oldu ve emekçi halk başkent Sofya ile diğer şehirlerin sokaklarını doldurmaya devam etti. 12 Aralık’ta parlamento, başbakanın istifasını oybirliğiyle kabul etti.
Hükümet düşüyor, kriz sürüyor
2021’den bu yana yapılan yedi parlamento seçimi ve kırılgan koalisyon hükümetleriyle Bulgaristan, Avrupa Birliği’nin en istikrarsız ülkelerinden biri. Bu yılın ocak ayında başbakan olarak atanmasından bu yana Rosen Zhelyazkov altı gensoru ile karşı karşıya kaldı. Parlamento, sosyal-liberal muhalefetin öncülük ettiği gensoruyu oylamadan önce başbakan istifa etti.
Şimdi Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, siyasi güçlerle uzlaşarak yakın çevresinden bir geçici başbakan atamak zorunda kalacak; bu arada parlamento, Mart 2026’da yeniden erken seçimlere gitmeye hazırlanacak. Ancak bu kurumsal senaryo, seferberliklerin talepleri ve derin siyasal kriz nedeniyle risk altında.
Sorgulanan rejim ve partileri; zaman kazanmak, seferberliği dağıtmak ve kendilerini yeniden konumlandırmak amacıyla yeni bir seçim sürecine yönelik sahte bir güven yaratmak için başbakanın istifasını bir emniyet supabı olarak kullanmaya çalışıyor. Yukarıda düzenli bir değişim hazırlığı yapılırken, halkın büyük çoğunluğunun çektiği sıkıntılar rejim partilerine duyulan güveni aşındırmaya devam edecek; öyle ki bu partiler, siyasal farklılıklarına rağmen, emekçi çoğunlukları sömürüye ve açlığa mahkûm eden bir planı sürdürme konusunda uzlaşmakta.
Son anketler, büyük seferberliklerin toplumun geniş kesimleri ile GERB arasındaki kopuşu derinleştirdiğini gösteriyor. GERB, yalnızca üç ay içinde desteğinin önemli bir bölümünü kaybederek destek oranı yüzde 22’den yüzde 17’ye geriledi. Ankete katılanların yüzde 56’sı hükümetin istifası talebini desteklerken yüzde 51’i erken seçimlerde oy kullanmaya hazır olduğunu söylüyor. Ancak yüzde 25’i kime oy vereceği konusunda kararsız.
İşçilerin Uluslararası Birliği–Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak, Bulgaristan’da işçilerin, gençlerin, kadınların ve halk kesimlerinin geliştirmekte olduğu seferberlikleri destekliyoruz. Başbakanın istifası ve tartışmalı bütçe tasarısının geri çekilmesiyle kazanılan büyük zaferin ardından, başkent Sofya’daki tarihsel seferberliklerde sokaklara çıkan 100 binden fazla insan, oligarkların ve siyasal rejimin partilerinin reddedildiğini ve bir politik alternatif arayışı olduğunu ortaya koyuyor. Rejimin tüm partilerinden siyasal bağımsızlıkla, mücadelelerin içinden doğacak böylesi bir politik alternatif; Avrupa’nın tamamını sarsan kapitalist kriz karşısında köklü bir çözüm programını yükselterek Bulgaristan’ı ve emekçi halkını emperyalist güçlerin ve çıkarlarının tahakkümü altında tutan koşullara karşı durabilir. Bu yönde bir mücadele devam edecek.
Yorumlar kapalıdır.